Merhabalar. Uzay zaman dokusu bükülmesini açıklamadan önce uzay zaman dokusu derken neyi kastediyoruz onu açıklamak isterim. Evrenimiz 4 boyutlu bir yapıdadır. Boyut ise bir olayı veya cismi tanımlayabileceğimiz minimum koordinat noktası sayısıdır. Evrenimizdeki bir cismi tanımlarken -bilindiği gibi- genişlik, uzunluk ve yükseklik (x, y ve z) olmak üzere 3 adet uzamsal boyut kullanırız. Ancak bu yeterli değildir. Bize uzamsal bir boyut olmayan (cismin şeklini etkilemeyen) bir de zaman boyutu gerekmektedir. Örneğin bir trenin kalkışı olayından bahsedecek olursak istasyonun konumunu (x, y ve z koordinat noktalarında) verdikten sonra bir de zaman koordinatını (t) vermemiz gerekir. Yoksa mesela trenin saat 6'da mı yoksa saat 8'de mi kalkacağını bilemeyiz. Evrende tüm olaylar da böyledir ve minimum 4 adet koordinat noktasıyla tanımlanır. Dolayısıyla evrenimiz 4 boyutludur. Bu boyutları oluşturan x, y ve z noktaları (uzay) ve t noktası (zaman) olduğundan ötürü evrenimiz uzay zaman dokusundan oluşmaktadır denilir.
Burada bahsettiğimiz doku ise evrenimizdir. Nasıl ki Dünya'nın bir atmosferi varsa ve onu göremesek de her yeri kaplıyorsa evrenimiz de her yeri kaplar. Ve evrenimiz az önce bahsedildiği gibi 4 boyutta tanımlanır. Evrenimizin dokusunda çoğunlukla Öklid Geometrisi kuralları geçerlidir. Yani rastgele bir yerde bir üçgen çizecek olursanız iç açılar toplamı 180 derece edecektir. Ayrıca paralel doğrular da kesişmez ve tam düz doğrular oluşabilir.
Evrenimizdeki cisimler evrenin geometrisine uygun olarak hareket etmelidirler. Yani evren normal halindeyken evrendeki bir cisim (ek bir kuvvet yoksa) hareketine düz çizgilerde devam etmelidir. Ancak evrenimizin geometrisi bir kütle veya enerji varlığında her yönden kütlenin merkezine doğru bozulur. Yani evreni düz çizgilerden oluşan 3 boyutlu bir yapı gibi hayal edersek kütle varlığında bu çizgiler eğilecek ve kütlenin merkezine doğru bombe yapacaktır.
işte evrenimizin geometrisine uygun hareket etmesi gereken cisimler de bu eğik çizgileri takip etmek zorunda kalacak ve eğik çizgiler eğilmeye sebep olan kütlenin merkezine doğru bombe yaptığından o cisme "düşüyormuş" gibi gözükecektir. Işık da evrende bulunan bir "varlık" olarak bu kurala uymak zorundadır. Yani yoğun bir kütle varlığında ışık bükülecektir.
Bu durum bir Güneş tutulması esnasında gözlemlenmiş ve teori kanıtlanmıştır. Normalde opak ve parlak bir cisim olan güneşin arkasında kalması gereken bir yıldız tutulma esnasında Güneş'in kütlesi yüzünden görülebilmiştir. Tabii sonraları diğer durumlar da teoriyi kanıtlamıştır.
Bu konu hakkında yazdığım blok yazımda bu içeriği detaylıca inceleyebilirsiniz.