Merhaba Caner,
Öncelikle insanların, evren hakkındaki bilinmeyenlere dair kendi fikirlerini cesurca sunmalarını takdir ediyorum. Yanlış veya doğru fark etmez. Sonuçta bu fikirleri (teori veya hipotez diyemeyiz çünkü) paylaşıp, diğer insanların yorumlarını alarak, daha iyi fikirler hatta eğitim alarak hipotez ve teoriler üretmen mümkün. Belki bir bilinmeyeni aydınlatacak bir fikir üretmek de çok olası.
Diğer sunduğun fikirler, şu anda zaten bilim adamları tarafından konuşulan hipotetik konular. Yani kanıt veya gözlemden çok uzaklar. Senin fikirlerin ile onların hipotezleri bir oranda kesişiyor. Ben daha çok "boşluk" hakkındaki fikirlerin üzerine yorum yapmak istiyorum.
Genellikle evren hakkında düşünmeye başladığımızda düştüğümüz ilk hatalardan biridir bu. Evren bir şeyin içerisinde genişliyor olmalı deriz. Çünkü başka bir olasılık yoktur kafamızda. Bir şey genişliyorsa, bir yerde olmalı, bir alanı işgal etmeli diye düşünürüz. Bunun sebebi; evrene dışardan bakıyor olmamızdır. Önceden var olan bir alan içinde genişlediğini hayal ederiz. Oysa genişleme evrenin kendi içinde gerçekleşir, bir başka alanı istila etmekten çok; uzayarak yada tabiri yerindeyse sünerek yeni alanlar yaratır. Yeni alan yaratarak mekan genişler ve dolayısı ile büyür. Yani, genişleyen alandan bahsettiğimizde, uzaydaki nesnelerin arasındaki mesafenin zaman içinde arttığını kastediyoruz. Bu bizim uyguladığımız modern evren modeli ile de uyuşmaktadır.
Aslında ikinci paragrafta, sen de aynı sonuca ulaşmış gibisin. "Eğer evrenin etrafında koruyucu bir zar yok ise evrenin içindeki boşluklar aslında söz ettiğimiz boşluk ile aynıdır." Tek fark, teorik fizikçiler buna evrenin kendisi diyor.
Aklına bir fikir geldiğinde, önce seninle aynı fikre sahip başkaları da var mı, onu araştır. O konu ile ilgili başka görüşleri de öğren. Senin fikrin ile onlarınki arasında ortak yönleri veya farklılıkları keşfetmeye çalış. Sonuçta ortaya koyacağın fikir iyi elekten geçirilmiş, sağlam temelli olacaktır. Umarım yeni fikirlerini yine bizimle paylaşırsın.