İnsandaki etik bilinç her ihtimalde kendisini dışarıdan görme ve değerlendirme bilincine dayanır. İster insan toplum beni görüyor bilincinde olsun ister başka türlü bir bilinçte olsun kendisine yönelik etik tüm değerlendirmelerde insan bilinci kendisini dışarıdan bir gözle ele alarak bunu yapabilir çünkü bu tarz bir bilinç olmadan insanın (bilinç hali olarak) kendisinden kendisine yönelen durumda olması mümkün olamazdı. O halde bilinç her ihtimalde kendisini (o düşünceye, duruma veya bilgiye tabi olmadan) dışarıdan görebilme halinin bir sonucudur. Bu nedenle sosyal psikoloji ile veya başka türlü olsa bile insan hep kendisinin görüldüğüne dair bir bilinç halini kendi içinde taşır. Bu bazen toplum çevre bazen de insanın kendi benliğindeki kendine veya o şey veya duruma tabi olmaktan çıkarak kendi benliğindeki kendinin kendini görmesine dayanmış olur. İnsandaki tüm etik durum ve ilkeler zorunlu olarak bu 'kendini dışardan görme' veya ele alma durumuna dayanır ve dayanmak zorundadır da. Çünkü kendini ele almada mecburen denetlenen ve denetleyen var olmadan etik bir kavram veya etik bir değerlendirmenin ortaya çıkması mümkün olamaz. Bu da gösterir ki insanın etik ve ahlakının kaynağı her koşulda gerçekte kendine dair bilinç ve farkındalığına dayanarak ortaya çıkabilir. Bu nedenle sanıldığının aksine ahlakın kaynağı toplum değil ilk ve yegane şey olarak insanın bilincinin var olmasıdır. Çünkü bilinç var olmadan kişi de ahlak kavramının doğmasına neden olacak özellikler hiç bir biçimde var olamazdı. O halde ahlak ve etiğin gerçek kaynağı insan bilincidir.
Siz yer vermediğiniz de sizi rahatsız eden şey çevreden bu davranışınızın ne şekilde algılanacağı düşüncesi mi yoksa sizi rahatsız eden şey kendinizde ve benliğiniz de yer alan karşınızdaki kişiye yönelik empatik hissi bir durumunuz mu. (Örneğin o kişiyi red ettiğiniz de ne hissedeceğine dair sizin algınız mı). İnsan kendisini yönlendirenin içindeki bunlardan hangi duruma dayandığını bilmelidir. Birinci durumun gerçek bir ahlakiliğe ve etiğe dayandığı söylenemez.
Yukarıdaki açıklamalara göre davranışınızın kabalık olup olmadığını empatik/hissel olarak ele alırsak kabalık sayılamaz. Çünkü karşınızdaki kişi kadar en az sizin de seyahatiniz sırasında kendi rahatınızı düşünme hakkınız var. Karşınızdaki açısından çok özel bir gerekliliği yoksa kabalık olarak nitelendirilemez.