Tuzlu su balıkları, aslında kozmik bir şakanın kurbanı gibidirler; çünkü etrafları okyanusla çevriliyken kendileri Sahra Çölü'nde kalmış bir bedevi gibi sürekli su kaybetme riskiyle yaşarlar. Vücutları deniz suyundan daha az tuzlu olduğu için, bu absürt varoluşsal krizle başa çıkmak adına buldukları dahiyane çözüm ise... daha fazla tuzlu su içmektir. Tabii bu, eve gelen davetsiz misafirleri kapı dışarı etmek gibi bir sorunu da beraberinde getirir. İşte burada, solungaçlarındaki klorür hücreleri (diğer adıyla iyonositler) devreye girer. Bu çalışkan arkadaşlar, adeta bir gece kulübünün kapısındaki guardlar gibi, içeri sızan sodyum ve klorür iyonlarını sen hayırdır diyerek Na+/K+-ATPaz pompası denilen yüksek teknolojili bir sistemle, bedelini enerji (ATP) olarak ödeyip dışarı fırlatır. Bu arada böbrekleri de boş durmaz; su israfını önlemek için o kadar konsantre bir idrar üretirler ki, buna idrar demek yerine 'magnezyum ve sülfat iyonlarının göz yaşartıcı özeti' demek daha doğru olur. Yani balıklar sürekli bir 'iç ve at' döngüsünde yaşayarak deniz suyu bardağının yarısını hem dolu hem de aşırı tuzlu gören, doğanın en başarılı osmoregülasyon komedyenleridir.[1]
Yine de... tüm bu moleküler mühendislik harikası, sonunda üzerine biraz limon sıkılıp sofraya gelmesine engel olamıyor 😂
Kaynaklar
- CBC. Why Are Salt Water Fish Not Salty To Eat?. Alındığı Tarih: 14 Haziran 2025. Alındığı Yer: CBC | Arşiv Bağlantısı