Lise öğrencisi olarak şu zamana kadar deneyimlediklerime dayanarak diyebileceklerimi aktaracağım:
Öncelikle, bana kalırsa, eğitim sisteminin asıl amacı kaliteli ve donanımlı bireyler yetiştirmek olmalıdır. Bu bireyler gelecekte adil, saygılı, kararlı, görüşlerini açıkça ifade edebilen yönetici, bilim insanı, araştırmacı, öğretmen, işçi ve aklınıza gelebilecek her türlü alanda çalışan bireyler olmalıdır.
Tabii, bu alanları (40 hatta belki daha fazla yıllarını harcayacakları düşünülürse) kendi ilgi, yetenek ve isteklerine göre seçmeliler. Bunun için de onlara bu konularda eğitimler verilmeli, kendilerini keşfetmeleri sağlanmalıdır.
Ne yazık ki Türkiye'de bizlere kendimizi keşfetmemizi sağlayacak imkanlar, eğitimler yerine müfredatı oldukça yoğun dersler silsilesi verilmekte ki bu da bizlerin tabiri caizse robot gibi yetiştirilmesine sebep olmakta. Gerek stres ve uykusuzlukla başa çıkmaya çalıştığımız sınav haftaları, gerekse günde sekiz ders görmenin yorgunluğu olsun kendimize ayıracak vaktimizin kalmaması da cabası.
Bunlara ek olarak lise hayatımızın farklı yıllarında gördüğümüz konuların üniversite sınavı olarak bildiğimiz şu anki adıyla YKS'de karşımıza çıkması konusu da var tabii. Sınav hazırlık süreci birçok genç için sıkıntılı geçmekte. O yaştaki gençlerimizin (yani geleceğimizin eğitimcilerinin, sağlıkçılarının, işçilerinin, bilim insanlarının) en az bir yıllarını da olsa bu sınav dönemi ve zorluğuyla geçirmeleri...
Bazı yıllarda TYT matematikte olimpiyat soruları sorulduğu oldu ve örnek veriyorum, dil alanından tercih yapacak bir öğrenciden bu soruları çözmesi beklenmemeli, beklenemez.
Biraz "iç dökme" tarzı bir cevap olmuş olabilir, ancak bir öğrenci olarak bu konuda fikirlerimi belirtmek istedim. Umarım yakın zamanda gençlerin 21. yy. becerilerine göre kendi ilgi alanları doğrultusunda yetiştirilmeleri gerektiği anlaşılır, iyi günler dilerim.