Merhabalar, çalıştığım şirketin diğer bir kolu da siber güvenlik. Ayrıca yapay zekâ ile de kişisel olarak oldukça içli dışlıyım diyebilirim. Originality AI gibi yapay zekâ tespit araçlarının geliştirilmesinde de raporlar sunarak geçici bir süre de olsa rol oynadım.
Normalde bu konu üzerine 5 saat oturup konuşulur ama olabildiğince özet geçmeye çalışacağım. Beni bu platformda bilenler YZ'yi pek sevmediğimi biliyorlardır, çünkü abartılmaması gerektiğini düşünüyorum. Karşıt fikir sunanlara da saygım sonsuz. Ancak şu kadarını söyleyeyim kesinlikle objektif bir şekilde yazacağım. O yüzden benim yapay zekâya karşı olan tavrımı bilenler de eğer cevabımı görürse ve okursa objektif bir şekilde düşünmelerini isterim. Tabii düşünceniz değişsin ya da değişmesin saygım her zaman sonsuzdur bilginiz olsun. Berkay Bey siz de yazdıklarımı cümle cümle gidip araştırın, eğer yanlış bir bilgi bulursanız lütfen bu cevabımı alıntılı ve hatayı belirtiniz:
Siber Güvenlik
Siber güvenlik asla demeyeyim ama neredeyse hiçbir zaman bitemeyecek bir meslek. Devletleri geçtim, özel şirketlerin hiç acımadan paraya kıydığı belkide tek alan. Çünkü sonuçta onların verilerini, paralarını ve şirketin geleceğini koruyorsun gibi gibi. İTÜ, ODTÜ ve Boğaziçi'nden, bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği ya da elektronik mühendisliği bölümlerini bitirip bir de üstüne yurt dışı cilası attığınız takdirde, ne yurt dışında ne de yurt içinde sizi açıkta bırakmazlar. Tatmin eden maaşlar alırsınız. Güzel de bir hayatınız olur ancak bu işin çok büyük bir riski vardır. Hata yapmak.
Çalıştığınız şirketlerin birinde bir güvenlik açığı yakalanırsa (büyük sonuçlar ortaya doğurabilecek) ve buna siz sebep olursanız, o güzel hayatınız ciddi anlamda zorlaşmaya başlar. Bu iki iki dörttür. Adın çıkar, mimlenirsin, işinden olursun büyük bir depresyona girersin. Bunu da aşarım dersin başka yerlere başvuruda bulunursun, adın çıktığı için almazlar, hele bir de evliysen ve eşinde çalışmıyorsa ve ailelerden de bir maddi destek gelemiyorsa, mecbur krediye başvurursun, sonra onun derdini çekmeye başlarsın... Yani çok negatif baktığımı düşünebilirsin ancak gerçekler bunlar ve yaşanmış gerçekler bunlar. Gizliliğine önem verdiğim siber güvenlik uzmanı bir arkadaşım bunu yaşayan. O saatten sonra ya kendi işini kuracaksın eğer ki birikim yapabildiysen o saate kadar, kuracak gücün yoksa işin içine biraz şans giriyor... Sendeki potansiyeli gören birini bulman gerekiyor. Ancak öyle kurtulabilirsin. Ha belki bu hatayı yaptın diyelim, bu saydıklarımın hiçbiri yaşanmayabilir de. O seninle, çalıştığın şirketle ve sizin çalıştığınız şirkete bağlı biraz. Şimdi sen kalkar yanlışlıkla da olsa adamı 40 milyon dolar zarara uğratırsan işin içine duygu girmez. Gözünün yaşına bakmazlar. 40 milyon dolar zararı geçtim, ben yazarlık ve editörlük yapıyorum. Sağlık alanında özellikle. Şimdi ben kalkıp bir doktorun sitesine, "gelin ben tedavi edeyim, en iyisiyim" yazarsam ya da bana gelen metinde bu yazılıysa ve ben buna dikkat etmediysem, vay halimize. Hem yazar işinden olur hem ben. Sağlık bakanlığı atar bi 20 milyon TL ceza, sonra yandı gülüm keten helva. Bu yüzden yükselmek ve karar alıcı mevkiilere gelebilmek için açıkçası iyi olman lazım. Tabii gözün yükseklerde değilse, normal bir siber güvenlik uzmanı da olabilirsin. Sana verilen komutu yerine getirirsin bu kadar. Yanlış da yapılsa pek sana bir şey olmaz diye düşünüyorum. Bu son söylediğimden %100 emin değilim çünkü ben bir siber güvenlik uzmanı değilim sadece ilgim var ve çevremdeki uzmanlardan duyduğum ve zamanla öğrendiğim kadar konuşuyorum.
Yapay Zekâ
Öncelikle YZ'nin tarihine bir göz atalım. Tekrar ediyorum tamamıyla objektif bir şekilde yazıyorum. 1950'lerde Alan Turing'in "Makineler düşünebilir mi?" sorusuyla başlayan bu alan, o zamandan beri temelde aynı prensiplerle ilerliyor. Yani insan zekâsını taklit etmeye çalışan algoritmalar ve modeller oluşturmak üzerine kurulu. Bu modellerin çalışma mantığı, istatistiksel yöntemler ve olasılık teorisine dayanıyor. Aslında, YZ dediğimiz şey, büyük veri setleri üzerinde istatistiksel analiz yaparak belirli tahminlerde bulunmak demektir.
Bilimsel kanıtlar da gösteriyor ki, YZ'nin gelişimi donanım kapasitesinin artması ve daha büyük veri setlerinin kullanılabilmesiyle doğru orantılı. Yani temelde yeni bir şey keşfedilmiyor; sadece mevcut yöntemler daha fazla veri ve daha güçlü işlemcilerle beslenerek sonuçlar iyileştiriliyor. Örneğin derin öğrenme algoritmaları 1980'lerden beri var ancak günümüzdeki başarıları büyük ölçüde artan hesaplama gücü ve veri miktarı sayesinde mümkün oldu. Yine belirtiyorum temelde hiçbir şey değişmedi.
YZ'nin çalışma prensipleri hep aynı kaldığı için bu alanda devrim niteliğinde değişiklikler beklemek iyimserlikten başka bir şey değil maalesef. Elbette yeni uygulama alanları ve optimizasyonlar ortaya çıkıyor ancak bunlar temel mantığı değiştirmiyor. Bu nedenle YZ aslında geniş görünen ama derinlemesine incelediğimizde spesifik bir uzmanlık gerektiren dar bir alan.
Türkiye'de YZ alanında iş bulmak da bu nedenlerle sınırlı. Büyük teknoloji şirketleri ve bazı araştırma kurumları dışında YZ'ye ciddi yatırım yapan ve uzman istihdam eden yerler oldukça az. Bu da iş olanaklarını kısıtlıyor ve rekabeti artırıyor.
OpenAI bu dalavereyi başlatmadan önce de bu alanda kendini geliştiren insanlar vardı. Şimdi sen mezun olup oraya yetişene kadar zaten geride kalmış olacaksın. İstihdam hep olacak hatta ileride artacak ama o tecrübeli kişinin yerini alabilecek misin, mühim olan o.
Diğer taraftan siber güvenlik çok daha geniş ve sürekli gelişen bir alan. Teknolojinin her geçen gün hayatımızda daha fazla yer almasıyla birlikte, siber tehditler ve güvenlik açıkları da artıyor. Şirketler, devlet kurumları ve bireyler için güvenlik artık vazgeçilmez bir ihtiyaç haline geldi. Bu da siber güvenlik uzmanlarına olan talebi sürekli kılıyor. Son yaşadığımız olayları biliyorsunuz anlatmaya gerek yok. Bence sadece bunlar bile siber güvenliğin ne kadar önemli olduğunu altını çizerek vurguluyor.
Siber güvenlik, ağ güvenliğinden uygulama güvenliğine, saldırı tespitinden risk analizi ve yönetimine kadar çok geniş bir alanı kapsıyor. Bu alanda uzmanlaştığınızda farklı sektörlerde ve pozisyonlarda çalışma imkânınız oldukça yüksek. Ayrıca siber güvenlikte sürekli yeni tehditler ve teknikler ortaya çıktığı için kendinizi geliştirme ve öğrenme fırsatınız da sürekli olacak.
YZ ilgi çekici ve akademik anlamda tatmin edici bir alan olabilir ancak kariyer ve iş olanakları açısından siber güvenlik kesinlikle daha geniş fırsatlar sunuyor. YZ'nin temel prensiplerinin ve çalışma mantığının pek değişmediğini, sadece yeni veriler ve özelliklerle güncellendiğini göz önünde bulundurursak, siber güvenlikte uzmanlaşmak kariyeriniz için daha stratejik bir seçim olacaktır diye düşünüyorum.
Temelde yenilik getiremeyen fakat gerçekten çok kullanışlı olan bir araca, daha fazla veriyle şişirdikten sonra güvenmek ne kadar akıllıca? İnsan zekâsının gölgesinde kalan bir alana kariyerinizi adamak gerçekten de ileriye dönük bir seçim mi? YZ temelinde maalesef ihtişamlı bir istatistiksel analiz aracı olmaktan öteye gidememiştir. Çünkü siz kaşığı elinize alıp o kaşıktan bir telefon gibi davranmasını bekleyemezsiniz. O kaşıktır ve sadece sizin yemek yemenizi sağlayabilir. Ya da bir şeyi, bir yerden farklı bir yere nakletmenize sağlayabilir. O kaşığı hangi materyalden yaparsan yap yine kaşıktır ve görevi odur. Bunu değiştiremezsiniz. Şimdi ben de kalkıp şahsen ben bu kaşığın nasıl yapıldığının bölümünü okuyacağım demem. Zaten belli başlı parametreleri var. Öyle abartılı bir algoritması da yok. Temeli attıktan sonra daya veriyi OpenAI gibi, bitti işte yapay zeka uzmanısın. Chatgpt 3.5'den o1-Preview'a kadar olan modellerde devasa gelişme görüyoruz değil mi, çok daha gerçekçi yazıyor, çok daha doğru yazıyor diyoruz değil mi? Evet gerçekten de öyle şahane ve çok hızlı ayrıca takdire şayan bir gelişme var. Peki bu gelişme nasıl oluyor hiç düşündünüz mü? Daha fazla veriyle :) Bitti işte deep learning dediğimiz şey bu. Kömürü yak, elektriği al, işlemciye aktar, komutu yaz, algroitmayı oluştur, verileri etraftan çal çırp satın al yerleştir, piyasaya sun, zengin ol. Yetmedi mi para, daha fazla veri aktar, modeli daha fazla besle, daha fazla işlemci kullan, hop yeni model hazır biraz daha para kazan.
Arkadaşlar yani bazen kabul ediyorum hafiften iğneleyici olabiliyorum ama beni de anlayın, şirketimize kaç tane doktor geliyor günde lütfen bizim sitemizi kurtarın diye aklınız hayaliniz durur. O akıllı zannettiğimiz, kendini uyanık zanneden doktorlar, kalktılar 1 yıl boyunca aralıksız içerik yayınladılar, yapay zeka programlarını kullanarak. Şimdi "Ha tabi size gelmediler, para vermemek için kendileri yazdılar, akıllılar. Sırf bu yüzden YZ'yi kötülüyorsun" diyebilirsiniz. Gerçekten böyle bir niyetim yok, demek istediğimi şimdi daha iyi anlayacaksınız. Neyse, ne oldu tabii google iki tokat salladı bunlara, oturdular yerlerine. Şimdi hiçbiri google'da sıralama alamıyor. Google bunu yapmak zorundaydı çünkü tekrar bilgi ve yanlış bilgi açığa çıkmaya başladı. İçeriye yeni veri girişi yok. Google'a da kullanıcı dostu ve yeni veri sağlayan bir içerik sağlamazsan suratına bakmaz.
Bakın en güzel ama acı verici örneği de şu. Bize gelen doktorlardan biri bir metin yazdırmış chat gpt'ye. Yazdırdığı metin sonuçta bilimsel makalelerden elde edilmiş veriler ya hani güvenilir sonuçta... Neyse kopyalamış yapıştırmış websitesine koymuş. 2 ay sonra doktorun hakkında işlem başlatılmış. Metinde olmayan bir tedavi yöntemi yazılmış. Gençlik aşısı normalde başlık, ancak bu bir market ismi. Prosedür aslında mezoterapinin bir alt dalı...
Neymiş efendim bakın chatgpt'nin ihtişamına: evde üretilebilen bir gençlik aşısı tarifi vermiş. Doktorumuz da fark etmemiş tabii, sonuçta ChatGPT yazmış, ne kadar yanlış olabilir ki diye düşünmüş devasa verilerden beslendiği için... Meğer ChatGPT internetin derinliklerinden bir yerlerden bulduğu, kim bilir hangi şarlatanın uydurduğu bir tarifi aynen kopyalamış.
Bu gençlik aşısı denen şey de tam bir felaket. İçeriğinde ne ararsan var: çamaşır suyu, lavabo açıcı, böcek ilacı... Akla hayale gelmeyecek şeyler. ChatGPT bunları karıştırıp cilde sürmeyi tavsiye etmiş. Doktor da bunu olduğu gibi sitesinde yayınlamış.
Sonuç tabii ki bir facia. Siteyi ziyaret edip bu karışımı deneyenlerden bazıları hastanelik olmuş, kimileri de kalıcı cilt hasarları almış. (Burada bu insanlar problemlimi de bunları uygulamış diyebilirsiniz ki haklısınız ama insanlar böyle, özellikle eğitim almayan insanlar, sırf doktorun websitesinde gördü diye inanıyorlar) Doktorun da başı derde girmiş hakkında soruşturma açılmış falan. Şimdi hem tazminat davalarıyla uğraşıyor, hem de meslekten men edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Anlayacağınız doktor cebinde ne kadar parası varsa kuruşu kuruşuna harcamaya hazır. Ne oldu şimdi? Ben nitelikli insanlara işi vermeyeyim 3-5 para cebimde kalsın ne de olsa yapay zeka güvenilir verilerle eğitiliyor dedin, kaldı mı cebinde 3-5 para? Hiç acımayıp 10 katı para teklif etsek kabul edecek durumlar ama acıyoruz işte insanız her ne kadar iş denen şeyde ayıp olmasa da... Tabii kalkıp doktorun adını vermeyeceğim, webde de bulamazsınız websitesi kapalı çünkü şu anda, adama yazık zaten yaşayacağını yaşıyor...
Bu son anlattığım doktor muhabbetine tabii inanmak zorunda değilsiniz, ancak bu kadar ekstrem olmasa da her gün bunlar yaşanıyor hem de sadece Türkiye'de, hem de binlerce defa. Yani sen kalkıp o kaşıktan yazar olmasını beklersen, kaşık olursun haberin olmaz...
Siber güvenlik ise sürekli evrim geçiren dinamik yapısıyla, geleceğin güvencesi olmaya devam edecektir. Unutmayın, veri her şeydir ve verinin koruyucuları her zaman değerli olacaktır.
Uzatmayayım dedim yine uzattım kusuruma bakmayın, buraya kadar okuyana da en içtenliklerimle teşekkür ederim. Umarım yeterli cevabı vermişimdir.