Sorunuzun cevabı basitçe; coğrafi şartların ve doğal seçilim baskısını oluşturan diğer faktörlerin çeşitliliğinden, olacaktır. Günümüzde yeryüzünde onlarca farklı iklim çeşidi var ve her biri farklı özelliklerde canlı popülasyonuna sahip. Örneğin çöl iklimine adapte olarak evrimleşmiş develer susuzluk direncini artıran hörgüçlere sahiptirler veya orman iklimine adapte olmuş çoğu canlının kamuflaj yetilerine sahip olması gibi.
Ancak ekosistem içerisindeki canlı çeşitliliğe gelecek olursak, seçilim baskısının her canlı türüne aynı şekilde etki etmediğini görürüz. Besin zincirinin tepesindeki canlılar kaçmaya değil avlanmaya odaklandıkları için sivri dişlere veya öldürücü boynuzlara sahip şekilde evrimleşirlerken zincirin aşağı basamaklarındaki canlılar hayatta kalabilmek için hızlı koşacak şekilde evrimleşebilirler. Etçil ve otçul canlıların beslenme tarzı, tür içinde görülen çiftleşme gelenekleri, tür içindeki canlıların diğer canlılara davranış biçimi vs. gibi birçok farklı parametre doğal seçilim baskısı karşısında hayatta kalabilmek ve soyun devamını sağlayabilmek için bu şekilde evrimleşmiştir ve zamanla bir türün birbirinden soyutlanmış gruplarının farklı seçilim baskılarına maruz kalması sebebiyle bir türden birçok farklı tür evrimleşebiliyor. Ve bu yüzden Evrim yasasını bir ağaca benzetiyoruz.
İnsanların ten rengi onların farklı türler olduğu anlamına gelmediği için çekinerek bir örnek vermek istiyorum, amacım herhangi bir şekilde ırkçılık yapmak değil sadece aklınızda daha iyi kalmasını sağlamak. Bugün beyaz tenli insanların seneler önce siyah tenli atalarımızdan ayrılması ve coğrafi şartlar sonucunda nesiller içerisinde beyaz ten rengine sahip olmalarını veya uzak doğuda yetişen nesillerin çekik gözlerinin olmasını bu duruma benzetebilirim. Umarım bu analoji amacına ulaşmıştır, uzun yaşayın ve başarılı olun.