Aslında tek atomların görüntülerini alabiliyoruz ama bu, telefonla fotoğraf çekmek gibi bir şey değil haliyle. Bilim insanları, taramalı tünelleme mikroskopisi (STM) veya atomik kuvvet mikroskopisi (AFM) gibi teknikler kullanıyor. Bu yöntemler atomları günlük nesneleri gördüğümüz gibi ışıkla "görmüyor". Bunun yerine STM, elektron tünellemesi adı verilen kuantum mekaniksel bir etkiyi kullanıyor; burada süper keskin iletken bir uç, bir yüzeyin sadece birkaç angström üzerinde geziniyor ve uç ile atom arasındaki minik bir elektrik akımı atomun konumunu ortaya çıkarıyor. AFM ise, uç ile tek tek atomlar arasındaki minicik kuvvetleri ölçerek atomları bir nevi hissediyor. Hatta geçirimli elektron mikroskopisi (TEM) kullanan, örneğin halkasal karanlık alan görüntülemesi (ADF-STEM) gibi, ağır atomları elektronları nasıl saçtıklarına bakarak tek tek tespit edebilen teknikler bile var. Bu görüntüler sıkça tasvir edildiği gibi minik bir güneş sistemine benzemiyor ama kesinlikle bireysel atomik damlaları veya zirveleri gösteriyor ve hatta bazen atomun elektron bulutunun şeklini veya komşularıyla olan kimyasal bağlarını bile ortaya çıkarabiliyor. Yani net biraz öznel bir kavram ve bu optik bir netlik olmasa bile inanılmaz derecede hassas aletlerle tek tek atomları ve hatta bazı atomaltı özelliklerini kesinlikle çözümleyebiliyor ve görüntüleyebiliyoruz.