Aslında bu durum basit gibi anlatılsa da oldukça karmaşık durumlar ortaya çıkıyor.
Yani evet hep lisede basitçe anlattılar tarihi kaynakları bizlere ama iş bu kadar basit değil.
Tarihi öğrenmeye çalıştığımızda, hiçbir zaman tam güvenilir bir kaynak bulamazsınız. Bunu açıkça söyleyim. Yani hiç bir kayıt %100 doğru veya yanlış değildir. Çünkü tarih, birinci elden kaynağa ulaşsa bile "tarafsızlık" ilkesine uygun olup olmadığını kaynağı doğrulayan başka kaynak bulmadan bilemezsiniz. Kaldı ki bulduğunuz kaynağın da taraflı yazıldığı belli değil. Bu durum, kronoloji ne kadar geriye gidiyorsa o kadar zorlaşır hale gelir. En basit ve en yakın örneği ile, "Türk İhtilali"ni incelemek istiyorsunuz. 20. Yy verilerine bakıyorsunuz. Türk kaynakları 2 kez İnönü civarında çarpışmadan ve Yunan taaruzunun bozgunundan bahsederken, aynı olay Yunan kaynaklarında; Yunan birliklerinin keşif amaçlı saha gezisi sırasında Türk birlikleri ile karşılaşıp ufak çaplı çatışmalar olarak belirtir. Bir harp olduğunu bile kabul etmez. Buyrun bakalım kim doğruyu söylüyor. İki tarafı da doğrulayan kaynaklar bulabilirsiniz. Veya Ermeni Soykırım iddiası ile birbirinin zıttı binlerce dosya ve veri bulabilirsiniz.
İş oldukça karmaşıktır haliyle. Ve böyle durumlarda tarihe yardımcı bilimlerden yararlanıldığı gibi biraz da akıl ve mantık kullanılarak bazı yorumsal tespitler yapılır. Örnek vermek gerekirse A ile B durumu olsun. Ve ikisi de kaynaklarca doğrulansın. Ancak arasında geçen bir zaman olduğunda ve kaynak yoksa arasındaki süreyi anlatan (ki genelde olmaz) bunu biraz yorumsal biraz mantıksal olarak doldururuz. Bazen çok farklı bir kaynak bulur ve tarihin o kısmını sıfırdan başlarız. Bu yüzden tarih bilim değil bilim üstü bir şeydir.
Tarih öğrenmek istiyorsanız bu dönemde kitap da internet de oldukça verimli bir kaynak olabilir. Ancak kaynak olarak kullandığınız yazının kaynakları oldukça önemlidir.
Örneğin bazı Wikipedia yazıları, TTK, İslam Ansiklopedisi ve birçok akademik yazıya artık internetten ulaşabilirsiniz ve güzel kaynak bulabilirsiniz. Ancak ismi cismi kaynağı belli olmayan yazılar da var internetten. Bilgi kirliliği diyoruz buna. Bu kirlilikten arındırabilirsek internet de güzel kaynaktır.
Aynı durum kitap için de geçerlidir. Baş ucu kitaplarım var. Bunun dışında da boş kitaplar yok değil. 500 sayfalık sözde tarih kitabının 3 sayfa kaynağı yok. Hal böyle olunca kaale alıncak bir kitap değil. Veya daha da kötüsü tarih kitabı diye aldığınız kitap, tarihi romancılığın bir ürünü ise tamamen edebi ve zevk amaçlı okunur. Hiç bir bilgi kaale alınmaz.
Aynı durum hatta televizyonda ve ya video sitelerinde de geçerlidir. YouTube' de Haluk Tatar var mesela kaynağını İlber Hoca'dan alır.
Ama siz gider kaynak olarak Muhteşem Yüzyıl'ı alırsanız, sonra gider Hürrem Sultanın, Şehzade Mustafa'yı öldürülmesinde payı olduğunu iddia eder kendinizi komik duruma düşürürsünüz. Böyle örnekler çokça vardır.
Burada önemli olan kaynağınızı nerden aldığınızdan çok kaynağınızın kaynağı kimdir nedir vs. Ayrıca tarih bir bilimdir. Ve mantıksız, akıl dışı, mucizevi olayları kaale almaz. Belgeler olsa dahil almaz. Şimdi çıkıp adam binlerce dosya sunsun önünüze ve ekipmansız uçabildiğini söylesin. Bu doğru kabul edilebilir mi ?
Sevgiler