Tarih boyunca her zaman erkek kadını korudu iddiası hatalı. Anaerkik toplumlar da mevcut. Bu kültürde kadın erkeği korur demek doğru olmaz ancak kimsenin kadını korumasına ihtiyaç yoktur.
Peki, erkeğin kadını koruduğu toplumlarda durum ne ?
İnsanlar 2 ayağa kalktığı zamanlardan beri büyük 2 sorun ile karşı karşıya.
1. Sorun: Çok aciz bir bebeğinin olması ve bu bebeğe uzun süre bakım yapma zorunluluğu
2. Sorun: 2 Ayağa kalkan insanlığın zeka harici doğada hiçbir şekilde hayatta kalma avantajının olmaması.
Atalarımız iki ayağa kalkınca, kadınların doğum kanalı küçüldü. Gelişimini tamamlamış bir bebeğin bu kanaldan çıkması mümkün değil. Bu yüzden bebekler ve kadınlar iki taraflı uyumlu bir şekilde evrimleşti. Kadınlar plesantasını küçülterek doğumu öne çekti, bebekler ise bu kısalan sürede hayati organları büyütmeyi ve gelişimi dışarda tamamlamayı seçti. Bebekler doğduğunda dikkat edin, tüm vücudun %50 si kalp beyin ve akciğerlerden oluşur. Kalan tüm uzuv ve organlara %50 pay bırakılır. Bu gelişimin dışarda tamamlanmasından dolayı da insan yavruları doğadaki en aciz yavrulardır. Bu durumu ateş bulunana kadar ortalama insan ömrünün 30 olduğunu ve ilk 10 yıl bebek bakımını düşündüğünüzde korkunç bir oran olduğunu fark edeceksinizdir.
Bu aciz doğumlar tüm memelilerde olan yavru bakımını daha üst seviyeye çıkardı. Anne yavrunun başından ayrılamayacak seviyeye geldi. Çünkü yaşamına oranla hem doğum uzun bir süreç hem de tek doğuyor. Onu kaybetme şansı yok. Haliyle anne bakımı artıyor. Vahşi doğada olayı düşünürsek ilk başta anne yavruyu birçok yırtıcıya karşı korumak zorunda. Anneyi da baba veya erkek beslemek ve yine korumak zorunda. Bu durum insanları toplu yaşamaya itti ve bu sırada annenin olası yerini haber vermek ve yardım istemesi için de bağırması belki de konuşma yetimizi oluşturdu. Homosapiensler vahşi doğada aletsiz avlanması pek de mümkün değil. Bu yüzden zekalarını geliştirdiler. Bizden çok daha iyi koşucu olan homoeraktuslar yüksek ihtimalle bu yüzden zekalarını bizim kadar geliştiremediler.
Zamanla vahşi doğadan dişiyi koruma durumu aynı zamanda farklı kabile ve erkeklerden de koruma durumuna dönüştü. Çünkü hem bir erkek birden fazla dişiyi dölleyebiliyor hem de en iyi doğum yapabileceği dişiyi korumak istiyordu. Bir süre sonra erkek nüfusunun artması erkekler arasında bir Mücadeleden ziyade dişinin onu seçmesi için mücadeleye döndü. Eğer rakibiniz sizden iyise dişi onu seçecekti. Ve bu da erkeklerin birbirini öldürmesine kadar ilerleyen bir savaşa ve koruma durumuna dönüştü.
Bir süre sonra zamanla gelişen toplumlarda yaşanılan iklim ve coğrafyayaya bağlı olarak binlerce yılda bu durumun çeşitli değişikliklere uğradı. Çünkü her zaman av ile avcı mücadele halinde olamazdı. Av avcıdan iyi olmak zorunda teorisi sıcak ve yaşama elverişli ortamlarda geçerli idi. Ancak soğuk iklimlerde işler tam bu şekilde ilerlemiyordu. Avcılar birbirleri ile yardımlaşıyor, yine avlar da birbirlerini ile paslaşıyordu. Ayrıca avcılar yine kendileri arasında paslaşmak dışında kasti bir öldürme ile ayaklanmaya gidiyordu.
Örneğin sıcak iklimde ceylan kaçar, çita kovalar. Ceylan zamanla çitadan iyi koşar ve hayatta kalır. Ve çita başka bir canlıyı yanında istemez. Ancak soğuk iklimlerdeki canlılarda kartal ile kurt birbirlerini takip ederek avın olduğu bölgelere doğru ilerler. Kartal kurta yolu gösterir, kurt da avladığı avın bir kısmını kartala bırakır. Veya kurt yine kendi cinsini kasti olarak boğar ve soyunu azaltır. Bu durum zamanla erkeklerde ve toplumlarda da aynısını ortaya çıkardı.
Sıcak iklimdeki toplumlar kadınlar için savaşırken soğul iklimdekiler kadınlar için savaşmak yerine onları paylaşmaya gitti.
Sıcak iklimdeki toplumların daha ben merkezli soğuk iklimdeki toplumların ise daha biz merkezli olduğunı görürsünüz. Buradaki neden iklim faktörü. Bu dilerseniz başka bir yerden konuşabiliriz. (Bu konu için bana sosyal medyadan ulaşabilirsiniz.)
Daha sonra olayların içine kültür, din, diğer toplumlar, devlet girdi ve durum giderek daha da karmışık bir hale geldi. Bu durum en sonunda ataerkil toplumları çıkardı. İşte bu nedenlerin tümünden yola çıktığınızda dünyadaki neredeyse tüm toplumlar ataerkildir.