Tanrısal atıflar, genelde insani özelliklerin çapının genişletilmesi yöntemiyle (modelleme) yapılmakta. Aslında bu yaklaşım, din disiplini açısından geçersiz kalmakta. Her disiplinin kavramı, o disiplinin teorik yapısına uygun olarak ele alınabilir. Din disiplini açısından tanrı, zaten varlığı - zamanı var eden erk tir. Bu açıdan zamanı bir bütün olarak (iki boyutlu yüzeyde neler olduğunu bizim görebildiğimiz gibi) görebilmektedir. Bunun için tanrı olmaya da gerek yok. Bizim boyutumuzun üstünde bir varlık düşünelim, o da görebilir. Hatta ışık için zaman yoktur. Tanrı ya ait olduğunu düşündüğümüz özellik, ışıkta bile varmış bu şekilde bakınca. Tanrısal erk, varlık ötesi, aşkın bir yapı olarak düşünülmeli. Yani varlığa ait referanslarla değerlendirilemez.
Bir çok kendini ateist olarak tanımlayan kişinin ateist olmamasının altında da, din disiplinine ait kavramları kendine göre yorumlama hatası yatmakta.
Din disiplini açısından teorik olarak Tanrı için gelecek geçmiş şimdi yoktur kısaca. Bunlar 4 boyut altındaki varlıklar için geçerlidir. Ki onlar için bile mutlak değil, görecelidir. Gerçekte olmayıp, rölatif deneyimlenen bir etkidir zaman. Tanrının bilmek için bir şeye ihtiyacı yoktur. Yazılımın kodunu yazan kişinin, kodun gidebileceği işlevsel fonksiyonları biliyor olması gibi, tanrı da yarattığı herşeyin bilgisine tanım gereği sahiptir. Ancak bu süpermen - süperzeka bir insanı tanrıya modelleme ile açıklanamaz. Varlık ötesi, aşkın bir erk olarak düşünmemiz gerekiyor.
Kaynaklar
- Eric A. Seibert. Currents In Biblical Research. (31 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 31 Mayıs 2021. Alındığı Yer: sage journals | Arşiv Bağlantısı