Merhaba.İlk okuyuşta mantıklı gibi görünüyor ancak yola çıktığınız varsayımınız sıkıntılı,tanrı ile suyun kıyas kabul edilmesi, sıkıntılı; sıkıntılı değil absürd.Öncelikle su polimer bir yapı.Yani suyun yapısını kavrayabiliyoruz.Biliyoruz ki hidrojen var,işte oksijen var vesaire,bunlar bağ yapıyor ve su ortaya çıkıyor.Tanrı için "tanrı" kelimesinden başka bir bilgimiz yok.Ayrıca su polimer yapı olduğu için ancak polimer yapıda olduğu zaman ıslaktır.Yoksa,tek başına ne Hidrojen ıslaktır ne de Oksijen.Bunlar gazdır yahu! Tanrı polimer bir yapı ise eğer,önce bunun yapısına bakmamız gerekirdi.Evvet,gördüğünüz gibi bilim ile dini açıklamaya çalışmak veyahut bilimi baz alarak dogmalara yönelmek bu gibi güçlü soruların cevaplarını bilmeyi de gerektiriyor."Suyu ıslatan bir şeyin olmaması" ise sadece bir kelime oyunundan ibarettir.Ne demektir ki ıslanmak? Islaklık, salt suyun bir yüzeye temas etmesi suretiyle oluşturduğu bir birliktelikse eğer,zaten bunu sudan başka bir maddenin yapmasını bekleyemeyiz.Dolayısıyla suyu suyla ıslatmak demek, yani, doğru olmayan bir ifadedir.Çünkü bir yüzeyin ya da başka bir şeyin ıslanabilmesi için önce kuru olması gerekir.Su kuru bir madde olmadığı için önermeniz yanlıştır.
Ufuk Derin,burada argümanın kendisinde problemler var.Argüman yapısı gereği eytişimsel olarak bilim-din arasında bir bağlantı kurmaya meyilli.Bilindiği üzere bilimin kendisi materyalisttir zaten.Bu argümana verilecek anti-argüman,maddeci bir bakış açısıyla olmalıdır dolayısıyla.Maddeci bir bakış açısıyla teistik yargılara varılan bir argümanda; yine maddeci bir yaklaşımla anti-argüman ile karşılık verilmesinden daha doğal çok az şey bulunur.Sorulan “Su yapısı” kelimesi ile teistik kavramı arasında nasıl bir bağlantı kurulacağı da,ayrıca anlaşılamamıştır.Burada zannediyorum ana mantık problemi,bilim ve din’in diyalektik bir çözümlemeyi gerektirdiği yanılgısı vermesi; bilim ile din zıt kavramlar değillerdir.İki şeyin zaman zaman çelişmesi zıt kavramlar olduğunu düşündürebilir,doğruluk payı da yok değildir.Ancak bilim-din özelinde bu bizi yanıltır.Çünkü bilim ve din kendi içlerinde ayrı ayrı proseslere bölünür.
Ben olaya biraz daha farklı bir açıdan yaklaşacağım. Bu argümanı biraz daha ilerlettiğimizde materyalist bir noktaya varıyor. Şimdi "Tanrı'yı kim yarattı diye soramazsınız, suyu kim ıslattı diyemeyeceğiniz gibi. Suyun ıslaklığı kendinden." diyorlar ya. İyi de bu teistik değil materyalist bir argüman olur. Suyun ıslaklığı "kendinden" ise demek ki bir Tanrı'nın o özellikleri vermesine gerek olmadığını yani Tanrı'ya gerek olmadığını kabul etmiş oluyorlar. Yani Tanrı'ya karşı çıkmak için kullanılan bir argümana cevap vermek için kullanılan karşı argüman aslında materyalizmi destekleyen bir argüman.
Arkadaşım, önce soru cümlenin mantıksallığı, sözcük yapısı, dizilişi ve anlamı feci bozuk. Cümleni bir kez daha dikkatle okuyup bakarsan. ".... tanrı neden yapısı gereği yaratılmamıştır..." diyorsun. Yaratılmış bir tanrıdan söz ediyorsun, farkında mısın?. Burada cümlenin ve anlamının gelişine göre sözcüklerin dizilişi, ".... tanrı neden yapısı gereği yaratmamıştır..." olmalıydı. Cümlenin öznesi belli değil, hatta yok. Özne Tanrı olmalıydı, ama anlaşılmıyor. Güya, tanrının ıslaklığı ve suyu neden gerektiği gibi yaratmadığı argümanına karşı çıkılmasına itiraz ediyor gibisin. Dediğim gibi bu cümlenin mantıksal yapısı ve anlamı son derece bozuk olması bir yana, bilimi ilgilendiren konularda, işin içine "tanrı" ya da tanrıları" soktuğunda böylesi bir karışıklık olması, son derece doğal. Çünkü bilim materyalisttir ve metafizik tanrılarla hiç bir bağlantısı ve ilgisi yoktur. Ayrıca ıslaklığı ve suyun ıslaklığını neden sorun ediyorsun hiç anlaşılmıyor. Dünya koşullarında, şarap dahil bütün sıvılar ıslaktır. Bunda ne var?Kolay gelsin İ.U.