Beynimizin yüzde şu kadarını kullanıyoruz veya kullanmıyoruz diye ifade edilen durumda genellikle gözden kaçırılan şeyi ele alalım. Beynimizin hepsi kullanılıyor ancak burada insanların kaçırdığı şey tüm kapasitesini biz kontrol edemiyoruz. Bu husus çok önemli. Çünkü bu inanılmaz ve şaşırtıcı bir potansiyeldir.
Bir ara reklam sloganıydı bir çok kişi hatırlar: "kontrolsüz güç güç değildir". Evet kontrolsüz güç kontrol edilemediği için pratik olarak işlevli kullanılamaz. Yani bu güç yeri ve zamanında istenildiği anda kullanılamaz. Söz de aslında bunu kast ediyor ancak bilmek gerekir ki kontrolsüz güç yine de güçtür. Beynimizde de bu durumu görürüz. Özellikle beynimizin bilinçaltı yönündeki kontrolsüzlukte. Bunun en net örneği rüyalardır. Rüyalardaki biliş kapasitesi inanılmaz yüksektir ki beynimiz bize (kontorlsüz de olsa) rüyayı birebir gerçek olarak deneyimletir. Dikkat edin gerçek gibi demedim. Çünkü rüyayı görürken o an gerçekten farksız olarak beynimiz bunu bize yaşatır. Bu potansiyel beyinde vardır yaşarız ancak sorun şuradaki bu potansiyeli kontrol edemeyiz. Çünkü bilinçin bilinçaltına doğrudan bir erişimi yani onu doğrudan (iradi olarak) kontrol etmesi söz konusu değildir. Eğer bilinçaltımızdaki bu potansiyele doğrudan erişebilsek ve onu kontrol edebilsek beynimiz sayesinde herşeyi hayal ederek veya istediğimiz rüyayı görerek birbir gerçek gibi yasayablirdik ki bir çok kişi belki de artık gerçek yerine hayali yaşamayı tercih ederdi. Çünkü her istediğimizi gerçekten farksız yaşayabildiğimiz bir dünyaya sanıyorum kimse hayır demezdi. Bu nedenle bilinçaltımızdaki bu potansiyeli doğrudan ve tam olarak kontrol etmek mümkün değildir. Bilinçaltı kontrol edilemez sadece dolaylı şekilde çeşitli tekniklerle kısmen yönlendirebilir. Bu da genellikle bilinçaltına bir 'düşünce tohumu' ekme ile olur. Bu yapıldığında bilinçaltınız size o düşünceyi kendi kendine bir süre sonra tekrar getirir. Bunu o anda anlık olarak çok güçlü bir imgeleme ile getirdiğine de şahit olmanız mümkün.
131 görüntülenme