Benim şahsi fikrim şu yönde: bilinmezlik insana zor gelir, aklının sınırlarını zorlamazdın da degil açıkçası. Geçmişte de insanlar bir şeyi bilmiyordu ve bu yüzden şu anda "zırva" olarak nitelendirebilecegimiz tonla saçmalık ortaya çıktı. Ancak şu an o sorularının çoğunun cevabını biliyoruz.
1. Argümanında dediğin büyük patlama olayı, ondan önce bir şeyin olup olmadığı ya da ne olduğu konusunda şu an bir şey bilmememiz gelecekte de bitmeyeceğimiz anlamına gelmez. Bir şeyleri sorgulamak tabii ki de çok güzeldir ama sırf merakımızı tatmin etmek için bir şeyler de uydurmamamiz gerekir, tarih bu konuda yeterince tekrar etti bence. Bizim ömrümüz bu tür soruların cevabını öğrenmemize yetmeyebilir, ancak bunun illa ki bir cevabı olacagini bilmeni ve içinin rahat etmesini isterim.
2. Argumaninda ise, doğanın döngüsü budur. (Olaya "ruh" kavramı ile bakarsan kesinlikle bir yere varamazsın. Ruh kavramı sadece bizim duyularimizdan zihnimizden ve irademizden oluşur. Beynimiz çalışmayı durdurduğunda "ruh" adi verilen bu duyuları ve irade bütünü zaten gidecektir.)
Okullarda ogretilmese de biyolojide, biyolojinin temel kuralları ve düzeni vardır(hee bilimde olduğu gibi) ve canlıların da amaçları vardır. Olabildiğince uzun yaşamak ve uremek mesela. Bu başlıklar adı altında da adaptasyon modifikasyon ve evrim gibi konular vardır. Demek istedigim sen bir sebepten ötürü dogduysan bu da en başında senin kendi canli türünün (insanligin) devamını getirmen falan olacaktir.(insanlığın günümüzdeki nüfusu, gezegene verdiği zararlar şu anlık göz ardı edilir ise). Mesela bir kedi olduğunu düşün(en basitinden bir ornek). Senin kedi annen ve baban türlerini devam ettirmek için üretilerek gibi.