İnancın daha makulü veya daha mantıklısı veya daha avantajlısı olmaz. Adı inançtır çünkü.
Ancak dediğiniz durumun bir inanç şekli var. "Panteizm". Panteistlere göre tanrı evren veya doğadan bağımsız olmadığı gibi doğa ve evren de ondan bağımsız değil. Yani doğa ve evren tanrının ta kendisidir görüşü hakimdir.
Pananteizm de ise doğa ve evrenin tanrının içinde olduğunu, tanrının bir parçası olduğu fikri hakimdir. Bu durumlar biraz da sanırım deizimin bir parçasından türemiştir. Deistler tanrının olduğunu inkar etmezler. Onlara göre tanrı kural ve kanunları yapmış, evreni yaratmış ve serbest bırakmıştır.
Ancak inanç ile ilgili fikirler bu kadar fazla ve aynı inanç içinde bile farklı yorum ve fikirler varken toplumsal olarak bu fikirlerin birbirleri ile "kültürleşmeye" hatta "kültürlenmeye" girmediğini söylemek saçmalık olacaktır. Yani her fikir ve görüş eğer mantıklı bulunur veya sevilirse; inancı etkileyen bir çok faktörün içine eklenirler.
Hal böyle iken fikirlerinizi bu iki inancı okuduktan sonra tekrar gözden geçirebilirsiniz.
Ancak "Semavi" dinler için bu durum kabul edilebilir değildir.
Çünkü bu dinlerde tanrı zaman ve mekandan muaf olduğu gibi aynı zamanda da aktiftir. Yani insanları belirli dönemlerce cezalandırır veya ödüllendirir. Veya sınayabilir. Ve insanlara peygamberler vasıtası ile mesaj yollayandır. Ve bu mesajlarında evreni ve dünyayı ve düzeniyle birlikte yarattığını belirtir. Hal böyle iken semavi dinler tanrı = evren veya evren tanrının içindedir gibi görüşleri kabul edemez. Bu durumun semavi dinlerin mantığına terstir. (Malesef böyle durumlar bazı kültür ve kişilerce kabul edilip mantıksızlık söz konusu da mevcuttur. Böyle durumların en büyük etkeni insanlığın ilk inancı olan paganizmden kopamamasıdır.)