Bu soru biraz hangi dönemde ve nerede şeklinde bence biraz sınırlandırırılmalı. Çünkü dönem şartları ve çevre bu durumu bence oldukça etkileyen faktörler.
Ama ben hala Cengizhan olduğunu düşünüyorum. Çünkü sadece zaferleri ve savaşları ile öne çıkan bir hükümdar ve komutan değil. Muazzam bir disipline edilmiş ordusu var. Muazzam detaylı bilgi ağı yani istihbaratı var. Büyük bir terörizm yaratabiliyor üstü girdiği her savaştan evvel rakibini ve savaşacağı sahanın, arazinin şartlarını da koluyor. Her şeyi lehine yapmadan savaş sahasına gelmiyor. Üstüne yakıp, yıkıp orasını Timur gibi sadece yağmalayıp gitmiyor. Orada garip bir oluşum ve hakimiyet sağlıyor.
Hepimiz biliriz ki büyük nüfusu ve coğrafyayı hakimiyet altına almak oldukça güçtür. Çünkü büyük nüfus ve coğrafyayı hakimiyet altına almak size daha fazla asker gerekliliği getirir. Bunu Osmanlılar istimaletle sağladı. Ancak bu çok uzun bir süreç demek. Cengiz vakti olmadığına inanıyordu. Haliyle büyük nufüsu zapt etmek için daha fazla asker toplamak yerine girdiği sahalardaki nufüsu azaltıyordu. Böylelikle oluşan tahribattan dolayı halkın toparlanma süresine ihtiyacı vardı ve geride çok az asker bırakabiliyordu. Bu yüzden kıyım yapması gayet de mantıklıydı. İranda 4 milyon insanı kılıçtan geçirdi. Ama orayu zapt etmeye çalışsa en az 40 bin asker bırakması lazımdı. Onum yerine İranileri kesmeyi tercih etti. Yetiştirdiği Subutay gibi bir herif de var üstelik. Ortaasya bozkırında yetişen bir adamın Macaristanı alması pek de beklenecek bir hareket olmasa gerek