Bilgi en güçlü silahtır!
Fakat somut yaşamda onu nasıl kullandığımıza bağlı olarak gücü değişebilen bir silahtır.
Burada artık devreye değerler girer ve bu değerlerin bizi yönlendireceği öncelikler.
Bugün bilgiyi elinde ve tekelinde tutanlara bakın; muazzam bir güce sahipler.
Onlara bu gücü veren ve bilgiyi üretenlerin kendisinin bu güçten yoksun oluşunun kanımca iki nedeni vardır. İlki tali olan ve ürettikleri bilgiyi güya üretebilmelerine olanak tanıyanlara vefa borcu ve belki de karşılıklı menfaat.
Bir diğeri ve çoğunluğu için ise bilgiyi, onu var eden temel yapı taşlarından soyutlama hatası. Ki karşımıza politikadan uzak durma ve sanki bilim ve bilgi politik değilmiş gibi bir yanılgının içine girme hatası.
Oysa politika, maddi temelli bir yaşamın inşa sürecidir. İşte o inşacılara, karar vericilere politikacı, yaptıkları uğraşa da politika ismi verilir. Ancak egemen burjuva politikası politikayı o denli yozlaştırır ki, özünden uzaklaştırıp ve sanki mekruh bir uğraşmış gibi lanse eder. Amacı nettir: O alan sadece ona kalsın ister. Yani yaşamın nasıl ve kim için yeniden ve yeniden organize olacağının kararı.
Yani aslında her insanın kendi adı kadar bilmesi ve nefes alışı kadar ona yakın ve önemli olan uğraş: Politika…
İşte bugün ve güya bilgiyi yeteri kadar güç olarak görmeyişimizin perdelenişinin hikayesi budur.
Bilginin en büyük silah ve güç olduğunu anlamak için türümüzün evrimine bakmak yeterlidir. En cılız, zayıf, korunaksız varlık; sırf bilgiyi üretip somut yaşama uygulayabilme becerisi sayesinde bugün evrimin de tepesinde…Sevgiyle