Ceza: Demokraside esas oğlan, zıttında figürandır!
Şiddetin önlenmesinde ceza önemli bir caydırıcıdır. Fakat tek başına yeterli değildir.
Ceza; Suç teşkil eden bir davranışın, tercihin vb. sonucunun ne olacağının önceden belirlenmesi ve bilinç düzeyine çıkarılması açısından ve ilksel olarak önemli bir caydırıcıdır.
Ancak bunun işlevsel olabilmesi için bireyin yahut grupların bu bilince sahip olması ve suç teşkil eden davranış veya tercihlerinin ceza olarak sonuçlarının ne olacağını net olarak bilmeleri gerekir. Bu ancak eğitim ile mümkündür.
Ancak bunun eğitim ile sağlanmasının önünde tercihen engeller var ise ve toplum henüz bu aşamaya gelecek eğitsel alt yapıdan yoksun (cahil) bırakılmış ise, haliyle ceza; önceden ve bir engelleyici, frenleyici görevi görmekten uzaklaşır.
Bundan sonrası artık suç teşkil eden fiilin-eylemin gerçekleştiği aşamadan sonrasına yönelik bir değerlendirmeyi gerektirir. Bu aşamadan sonraki cezanın caydırıcılığı her ne kadar sınırlı olsa da verilen cezanın ne kadar hakkaniyetli olduğu ile ilgili olarak ceza, fiilin-eylemin sahibine-sahiplerine ya tamam ya da devam dedirtir.
Tamam dedirten ceza aynı zamanda emsal olması açısından dolaylı da olsa caydırıcı niteliği taşır. Ancak suç teşkil eden fiile-eyleme yönelik ve gerçekleştikten sonra verilen cezanın caydırıcılığı yok ise, hele ki fiil-eylem doğrudan veya dolaylı ve ayrımcı bir kafa ile kişi veya gruplarca destekleniyor ve alkışlanıyor ise, bunu yapanlar yetkin ve etkin ise ve yasalar da, yasaları uygulayanlar da bu atmosferin etkisinden kurtulamıyor ise ceza; kimileri için ve haksız olarak amansız bir terbiye, yola getirme, biat ettirme ve baskılama aracına, başka birileri için ve yine haksız olarak ve adının tersi olacak şekilde bir ödüllendirme ve teşviğe dönüşebilir.
Bunu belirleyen yegane şey ilgili ülkenin demokrasi ne denli içselleştirip işlevselleştirdiğidir, karnesidir. Ya esas oğlan ya da figürandır.
Kaynaklar
- Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK, et al. (1998). Uygulamalı Ceza Hukuku. Yayınevi: Seçki̇n Yayinevi̇. sf: 494.