Eğer bir robotu insan duygularını taklit edecek şekilde kodlarsanız size bir çok konuda hisleri var gibi gelir ve bu gibi davranışları tıpkı Siri'nin konuşması gibi taklit eder.
Ancak hislerin gerçek içeriklerini robotun deneyimler hale getirmek çok zor ve mümkün gorulmemekte. Çünkü bunun için 'canlılık' özelliği gerekmekte. Örneğin robotun da acı cekebilir hale gelmesi gerekli. Ancak bu şekilde hisleri robot gerçek anlamda deneyimler. Ötesi ise taklitten başka bir şey olmayacaktır.
İnsan başkalarının açısını ancak kendi belli ölçüde deneyimlediğı kadar bilir. Yani insan karşısındakinın duygularını ancak kendindeki kadar hisseder ve dolayısıyla bilir. Bu nedenle de bir robotun gercekten his sahibi olabilmesi icin örneğin acıyı kendisinin bizzat deneyimlesi gerekir ve zorunludur. Bu konuda da bizi biz yapan şey 'empati' [1]dediğimiz şeydir. Empati yoluyla telepatik iletişime yakınlaşır ve karşımızdaki kişinin deneyimlerini belli ölçüde empati gücümüze göre kendimiz deneyimleriz. Çünkü onun yerine kendimizi koydugumuzda beynimizde aynı durum tetikleyecek bir mekanizma vardır ki bunu da ayna nöronlar sağlar. Neden bazı insanlar kan görmeye daynamaz sanıyorsunuz çünkü kan kendi bedeninde de dolaşır. Karşısındakindeki kanı ayna nöronlar 'kendi kanına' dönüştürür.
Meseleyi size kısaca özetlemeye çalıştım. Neden robotlar acı deneymi kazanmadan bizler gibi olamaz bunu kısmen ifade ettim.
Kaynaklar
- Wikipedia. Empati - Vikipedi. (3 Ocak 2007). Alındığı Tarih: 13 Şubat 2022. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı