Soru bu şekilde sorulduğunda, cevap, "Tabii ki, her şey mümkün. Önemli olan, reenkarnasyon gerçek mi?" olacaktır. Makul şüphenin ötesinde, reenkarnasyonun gerçek olduğunu düşünmek için bir gerekçe gözükmüyor; zira bunu savunanların ne bir mekanizma önerebildiği var, ne deneysel bir yaklaşıma açık (yani ne test edilebilir), ne de yanlışlanabilir bir iddia. Bu bakımdan, bilimsel olarak araştırılabilir, dolayısıyla gerçekliğine genel geçer kanaat getirilebilir bir argüman olarak gözükmüyor.
Reenkarnasyonun gerçek olabilmesi için:
- Bedenden ayrı ve transfer edilebilir bir ruh olmalı (fiziksel ya da değil),
- Bu ruhun aktarımı sonucunda gerçekten kişinin bilinci yer/beden değiştirebilmeli,
- Bu aktarım öncesi ile sonrası arasında belirgin bir ilişki/nedensellik kurulabilmeli,
- Bu aktarımın bir mekanizması olmalı (mümkünse, tespit edilebilir bir mekanizması olmalı).
Bu, kısaltılmış bir liste. Yani reenkarnasyonun gerçek olması için yeterli değil; ama geçerli bir liste. Şu anda bu listedeki 4 öncül de en iyi ihtimalle tartışmalı, en kötü ihtimalle düpedüz yanlış.
Bunlar çözülmeden, reenkarnasyon var mı yok mu diye düşünmek bile anlamsız olacaktır. Ne var ki bunların neredeyse hiçbiri yanlışlanabilir veya test edilebilir argümanlar bile değil (hele ki daha 1. öncülde doğaüstü işin içine dahil edilecekse).
Bu nedenle reenkarnasyon, savunucularının bariz veri noksanlığı, argüman muğlaklığı ve genel sistemsizliği dolayısıyla bir sahtebilim (veya dayanaksız bir inanç) olarak görülmektedir.