Bilim yalan söylemez, ancak ona söyletilir. Tarafsızlık işi biraz karışık. Belki de taraf seçme sırası bizdedir!
Bilim yalan söylemez, yalana tevessül edeni gerçek olandan ayrıştırmak için "sahte bilim" tabiri kullanılır.
Sadece sözlük tanımı bile bilimi anlamaya yeter.
Bilim: Evrenin, evrendeki olguların ve olayların bir bölümünü ele alıp birtakım yöntem ve deney yolları kullanarak ve gerçeğe, gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli ve tutarlı bilgi.
Ya da benzer yöntemle elde edilen ve uygulamayla doğrulanan, her zaman ve “her yerde geçerlik” ve “kesinlik” nitelikleri taşıyan yöntemli ve dizgesel bilgi. (Yenisi yerini alana kadar…)
Bilim değil, fakat bilimin hükmettiği-açığa çıkardığı gerçekleri, işine gelmediği için, çarpıtan, yok sayan, bilim insanı kılıklı yalancılar da var, bilimi finanse edip günü geldiğinde kendi çıkarına bilime yalan söyletenler de var. Parayı verenin düdüğü çalması misali…
Bilim; iç işleyişi ve dinamikleri itibarı ile tarafsız olmak zorundadır. Ancak açığa çıkardığı bilgi, buna dayalı geliştirilen teknoloji ve bilimin kendisinin ana hizmet paradigması pratikte hiçbir zaman tarafsız olamaz.
Ya gücü elinde tutanın çok kullanışlı bir silahına ya da gerçekten (atom bombası gibi) bir silaha, egemenin elinde taraf olmaya mecbur edilerek, dönüşür.
Tabi buradaki kasıt bilimin kendisi değil icracılarıdır. Çünkü bilim kendi kendine bağımsız olarak var olabilen bir şey değil. Kendisine bu adı verenlerin pratiklerinin ve çıktılarının hem sonucu hem de adıdır.
Hal böyle olunca soru değişir. Bilim insanı hep doğruyu mu söyler, bilim insanı tarafsız mıdır? Kesinlikle hayır…
Neticede bilim özü itibarı ile hep doğruyu söylese de bunu icra eden bu hakikate sadık kalmayabilir.
Bilim; varoluşu gereği ve yaratıcısı (anası) olan ihtiyaç üzerinden sorun çözmekle mükelleftir. Bilimi yaratan sorunların ağırlıklı bir bölümü de insanlığın ortak sorunları olunca ve kimsenin tekelinde olmayıp er ya da geç herkese açık olunca, bilimin ve dolayısı ile bunu icra eden bilim insanının insanlıktan yana taraf olması beklenir.
Gerçek (olan) bu mudur? Ne yazık ki değil… Öyle olsa idi insanlığın bir yanı bahar öte yanı boran-kış olmazdı.
Bir yanımız evrenin ötesine seyahati düşlerken bir yanımız henüz köyünün dışını deneyimlememiş olmazdı.
Bir yanımız tokluk içinde yüzerken öte yanımız artıklarımıza dahi sahip olamadığı için açlıktan ölmezdi.
Bir yanımız en gelişmiş teknolojileri, bilimi de tekelleştirerek, yaşamın olağanı haline getirmiş iken öte yanımız ilkel mağara devrine mahkum edilmezdi.
Bir yanımız ölümsüzlüğün derdinde iken öte yanımız yüzyıllar öncesinde bu dünyada kökü kurutulmuş, basit hastalıklardan ve basit bir aşıya erişemediği için felç olmazdı, ölmezdi…
Bilimi sırf hakikate ulaşmak için değil aynı zamanda insanlığın hizmetine amade etmek için yapanlar da var çok şükür. Hem de her yerde… Güvenimiz onlara. Onlara güç vermeliyiz. Evrim Ağacı buna aracılık ediyor ve desteği hak ediyor. Belki de tarafını seçme sırası bizde…