Karşılaştırmalı anatomi ve filogenetik sayesinde...
Kemiklerimiz, kıkırdaklarımız ve kaslarımız tarafından şekillendirilir. Bir kemiğin gelişim sürecinde hafif eğiklik ve çukurluklar göstermesi, onu bir taraftan çeken kasların olduğuna işarettir. Kemiğin üzerindeki delikler ve oluklar ise uzun süre boyunca hareket eden tendonların izleri veya kemiğin içerisine giren damarların göstergesidir.
Bütün canlıların kemikleri birbirinden bağımsız olarak evrimleşmediği için, filogenetik ve karşılaştırmalı anatomi sayesinde kemiklerin yapısı üzerinden kaslar çizilebiliyor. Zira insan femur kemiği ile fil femur kemiği arasında fazlasıyla benzerlikler vardır. Bilinen bir örnek üzerinden, bulunan yeni fosiller hakkında bilgi sahibi olunabilir. İskelet yapısı dışında çürüyen kemiksiz yapıların en "bilinmeyen" olanı "deridir." Çünkü melanosit denilen pigmentli hücreler barındırır, kıl folikülleri vardır. Dolayısıyla korunmuş melanositleri veya deri tabakası bulunmayan canlıların renkleri kesin olarak bilinemez. Aynı şekilde kemiksiz boynuz yapıları da spekülasyona açıktır. Bu konuda, taksonomi ve filogenetik bilimleri sayesinde yaşayan akrabalarından veya bilinen fosil kayıtlarından yola çıkılarak yorum yapılabilir sadece.