öncelikle ben bunların gerçekliğine inanmıyorum bunu belirterek başlayayım.
bu biraz inançla alakalı bir durum. ben eğer bir şeye inanırsan onun senin için gerçek olduğuna inanıyorum. mesela şizofren bir insan etrafında sesler duyduğunu başka insanlar gördüğünü söylüyor. biz bu insanların veya seslerin olmadığını söylüyoruz ama kişi buna inandığı için gerçekten o insanları görüyor ve o sesleri duyuyor.
bahsettiğin film gerçek olaylardan esinlenmiş ama kurgusu da var tabi.
yaşanan olayların gerçekliği tartışılır. adam akıllı delilerin olmaması olayın videoyaya alınaması -teknolojik yetersizlikler- çok büyük etkenler.
ama eğer eşyaların kendi kendine hareket ettiğine inanırsan hareket ederler sen onları hareket ediyormuş gibi görürsün. bu insanların yalancı olduğunu düşünmüyorum ama psikolojik rahatsızlıklar ya da o an yaşadıkları geçici psikolojik sorunlar nedeni ile bunları yaşamış olabilirler.
şeytan çıkarmanın gerçek olduğunu düşünmüyorum yani şeytanın insanların içine girdiğini falan düşünmüyorum. ama eğer içine şeytan girdiğine inanıyorsan ve bir rahibin üzerine su atması seni iyileştirecek bir kanı olarak kültürüne işlediyse şeytan girdiğine de şeytan çıkarma ayinine de inanırsın.
hemen küçük bir örnek vereyim kendi ailemden. anneannem yaşı nedeni ile hastalanan bir insan. zamanında hep ilaç kullanıyor ve her hastalık için. ama artık günümüzde antibiyotik kullanımı önerilmiyor doktorlar tarafından verilmiyor her hastalık için. anneannem ise ilaç özellikle antibiyotik olmadan iyileşeceğine inanmıyor. doktor ile konuşup 20mg lik aspirinleri antibiyotik kutusuna koyduk ve doktor anneanneme verdi bunlar antibiyotik diye. ve anneannem mucizevi bir şekilde iyileşti. çünkü kendini inandırmıştı eğer hapşuruyorsam öksürüyorsam kesinlikle antibiyotik içmeliyim yoksa iyileşemem diye.
dediğim gibi bu kendini inandırmakla alakalı. bu inandırma kendine telkin olarak değil farkında olmadan çevresel etkenler aile yapısı kültür ile olan inandırma.