Merhabalar. Günümüzün bazı tutucu tarihçileri bu olayı sadece "Münferit bazı birtakım lafı edilmeye değmez iğrenç olaylar" olarak tanımlarken; bazıları ise bu olayı kabul eder ve nedenini şöyle açıklarlar: Osmanlı, topraklarını genişletip Batı ile etkileşime geçince, eşcinsellik olayı yaygınlık kazanmış olabilir. Ne varki "Eşcinsellik" ile "oğlancılık" aynı şey değildir.
Osmanlı bu konuda taviz vermiyor gibi gözükse de aslında saray ve sarayın dışında bu tür olaylar yaşanıyordu. Ve gayet tabii halk tarafından da aleni bir biçimde biliniyordu. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde "Tatlı kızancıklar" lafı çokça geçer mesela. Ayrıca şair Nedim de konuyla ilgili şiir yazmaktan kendini alıkoyamamıştır. Bunun en temelde nedeni Freud'un da dediği gibi "Bastırılan duygular er geç daha coşkulu bir biçimde tezahür edecektir". Her şeyin saray çevresinde şekillendiği ve rönesanstan gram nasibini almamış; tanzimat gibi yeniliklerin yeterli gelmediği (Evrim Teorisi fikrini Ahmet Mithat Efendi ilk olarak yeni düşünce sistematiğini osmanlıya kazandırmak maksadıyla,"Maymundan gelmek" gibi yanlış bir şekilde tanıtmıştır. Takdir edilir ki, bu tutucu kesim tarafından hoş karşılanmamış ve "Ahmet Mithat Efendi'nin maymunlarından bahsetmeyin" denilerek rafa kaldırılmıştır. Bu Öner Ünalan'ın çevirdiği Charles Darwin Türlerin Kökeni kitabının ön sözünde yazar) halkın düşüncede tutucu olması ve en önemlisi özgür ve farklı düşüncenin olmaması gibi çok fazla olumsuz faktörün bir araya gelmesi sonucu, bu tür olayların meydana gelmesi oldukça doğal.
Konuyla ilgili kitap önereyim. Orhan Pamuk'un Beyaz Kale ve Zülfü Livaneli'nin Engereğin Gözü isimli kitaplar bu konuları ele alır. Bunlar tarihçi değil elbette, ama osmanlıya bir bakış için oldukça yerinde.
1,469 görüntülenme
Kaynaklar
-
Z.Livaneli. Engereğin Gözü. (6 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 6 Nisan 2021. Alındığı Yer:
| Arşiv Bağlantısı