Başlamak yolun yarısıdır...Ve mümkünse kollektif…
Bütün araçlar ilk harekete geçtiğinde muazzam yakıt tüketir. Bu, bütün elektrikli ev aletleri için de geçerlidir.
Haliyle biz insanlarda bir tür yakıt (enerji ve zaman) ile çalışan organizmalar olunca bu şey bizim için de geçerli oluyor.
Bu, ister ekmek üretmek ister bina inşa etmek ister kitap okumak süreci olsun fark etmiyor.
Fark yaratan şey şu: İlk başlangıçta motor ilk devrini aldı mıydı; ki biz buna başlamak diyoruz ve bitirmenin yarısı olarak ifade ediliyor, gerisi geliyor.
Biraz sabır ve gerçekten istemek, zaten çalışmaya başlayan ve ısınan motora artı bir yük bindirmeden ve fazladan enerji harcatmadan uzun süreli ve hızlı yol alma imkanı sunuyor.
Hatta bu yol bir süre sonra öyle bir yol oluyor ki gide gele; ne zaman yola çıkıp ne zaman ulaşacağınız yere vardığınızın farkına bile varamıyorsunuz. Bunu hayatında en az bir kez tecrübe etmeyenimiz yoktur sanırım. Buna alışkanlık veya tecrübe veya ustalık adı veriliyor.
Emek, kararlılık, gerçekten istemek ve nihai olarak ısrar, ısrar ve yine ısrar...Ve nihayetinde hak edilmiş olanın meyvesini yemek... Öyle bir leziz ki...Hele ki kollektif olarak yaratılıyor, paylaşılıyor ve geri dönüşü sağlanıyor ise…
Kitap okuma alışkanlığı yahut iyi herhangi bir alışkanlık edinmenin bana göre çok da farklı yolları yok. Bilen varsa ve paylaşırsa da bu paylaşımımı özrü ile seve seve silerim...Sevgiyle...
Kaynaklar
- Vasili Suhomlinski. (2003). Eğitim Üzerine. Yayınevi: Sorun Yayınları. sf: 208.