Tufan olmuştur fakat bu tufan ne tüm dünyayı sarmış ne de tanrısal bir gazap ile gelmiştir.
Tufan Hikayesi, Karadenizin su ile dolmasından çıkmıştır. Karadeniz yaklaşık 8.000 yıl önce deniz değildi. Boğazlar aracılığıyla Akdenizden gelen su 1000 gün (3yıl) gibi bir sürede Karadenizi deniz yaptı.
3 yıl uzun gibi gelse de çok kısa bir süre. Denizin derinliği bazı yerlerde 2200 metre. Ve her yer aynı anda aynı su yükseltisine kavuşmuyor. Boğaza yakın ve etrafından alçakta olan bir köyün üzerlerine gelen suları görmesi ve gördükten sonra kaçabilmeleri imkansız. Bu sular Niagara Şelalesinden 20 kat daha hızlı akıyor.
Bir toplulukta ki kişinin aylar önceden suların köyüne doğru hareket ettiğini görmesi ve gemi tarzı bir şey yapmaya başlaması olağan. Gemi tasarımı Tanrıdan gelen ultra zor ve düşünülemeyecek bir şey değil.
Belki hiç gemi yapmamıştır. Su basmayan yerlere yakın yaşayan kişiler tarafından anlatılmıştır. O kadar ayrıntıyı sadece tahmin edebiliriz. Çünkü deniz olmayan bir yerin hızlıca suyla dolduğunu gören halkın bunu Tanrıya yorması kadar normal bir olay yok.
Aynı şimşek ve yıldırım olaylarını anlamayan insanların, bu olayları Thora bağlamaları gibi.
Bu yüzden bu coğrafyada yaşayan insanların mitlerine konu olmuştur. Amerika Kıtasında veya Avustralya Kıtasında yaşayan insanların böyle hikayeleri yoktur.