Aslında burda çoğu hastalık için bir yanlış anlama mevcut. Bu kişilerin çoğunun zaten ilgili konuya merakları var. Bunun üstüne nörolojik bir hastalık geliyor.
Örneğin john nash'ı ele alalım. Adam zaten üniversitede ekonomi okurken şizofreni rahatsızlığına yakalandı. Şizofreni olduğu için ekonomi okumadı.
Bu tür yanılgı içeren bir rahatsızlık da bipolar'dır. Jim carry'nin bipolar olduğu söylenir. Aynı şekilde Britney Spiears'ın da bipolar olduğu söylenir. Türkiye'den Nurseli İdiz, Arda Kural için bipolar denilir. Bu kişilerin hayatlarını incelediğinde kariyerlerinin en iyi olduğu dönemde piyasadan yok olduğunu görürsün. Bipolar kişiler evet hipomani döneminde gerçekten de çok verimli olurlar ama bu durum mani ile saçmasapan bir noktaya evrilir. Hastalığın zihni hızlı çalıştırması çoğu kez durumu daha kötüye götürür.[1]
Ama buna karşılık sinestezi gibi durumlar gerçekten de farklı sanat çalışmalarına neden olmuştur. Ama yine de bence o kişiler zaten sanata yatkındılar.
Sonuç olarak kişinin nörolojik rahatsızlığı hayatını mahvedecek düzeyde değilse kimi zaman enteresan çalışmaların ortaya çıkmasına neden olur fakat bu genel tablonun çok küçük bir yüzdesidir.
Bazı durumlarda ise kişinin nörolojik rahatsızlığı başka bir duyusunun aşırı gelişmesine neden olur. Nörolojik rahatsızlık sayılır mı bilmem ama örneğin Aşık Veysel görme engelli olmasaydı yine o muhteşem eserleri verebilir miydi gene? Bence yine müthiş eserler verirdi ama daha farklı olurdu.
Kaynaklar
- K. Arıkan. Yaratıcılık Ve Bipolar Bozukluk. (5 Aralık 2017). Alındığı Tarih: 6 Aralık 2022. Alındığı Yer: Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kemal Arıkan | Arşiv Bağlantısı