Bilimsel olmayan ve kişisel bir cevap olmakla birlikte bence psikolojik ve sosyal faktörler olmak üzere iki ana faktör etrafında bu sebepler toplanabilir.
Dine inanma davranışı insanlığın üniversal bir davranışıdır diyebiliriz. Yani gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun her toplumda ilkel veya gelişmiş bir dine inanma ve ritüelleri uygulama davranışı görülmüştür. Bu da akıllara tanrı(birden çok tanrı veya fiziki dünyayı etkileyen ruhani bazı güçler de olabilir) inancının ve dinin sosyal/psikolojik evrimimizde önemli bir fonksiyonu olduğu düşüncesini aklımıza getirir. İnsanın zihnindeki en önemli özelliklerden birisi de kontrol duygusuna (İng.:sense of agency) sahip olmasıdır. Yani insanlar davranışlarının çevrelerine etkisinin son derece farkındadır. Tanrı fikri bu kontrol duygusunun doğaya atfedilmesi fikri olabilir. Ayrıca bir diğer önemli psikolojik nokta da tanrı fikrinin insan zihnindeki belirsizlik duygusunu büyük oranda yok eden ve insan zihnini büyük ölçüde rahatlatan bir fikir olmasıdır.
Sosyal faktörler ise çok daha karmaşıktır. Özellikle tarıma geçişle birlikte din denilen olgu toplumu düzenlemede çok etkili bir kurum olmuş ve bundan dolayı sosyal olarak ödüllendirilmiştir. Din dışındaki davranışlar ise sosyal hatta fiziksel cezalara tabi tutulmuştur.
Bu iki önemli faktör kişisel farkları da açıklayabilir. Psikolojik farklılıklar(doğuştan gelen ve çevresel olarak ikiye ayırabiliriz) ve özellikle yetişme ortamındaki sosyal farklılıklar sorunuzda bahsettiğiniz koşullar sağlansa dahi kişisel farklılıklara sebep olabilir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (1 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 1 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı