Hayatta kalma arzusu neticesinde oluşan, içgüdüsel bir davranış olduğunu düşünüyorum. Örneğin ölümün bir başlangıç olduğuna ve ölüm sonrası sonsuz güzel bir yaşam olduğuna inanmak gibi.
Öldüğümüzde bilincimizin benliğimizin yok olacağı korkusunun tetiklediği bu içgüdü imkansız hayaller ve inançlar geliştirmemizi sağladığını düşünüyorum. Neticesinde aynı uyarlamayı başka başka olgularda da yaptığımız kanaatindeyim. Mesela sihirli bir şekilde ışınlanmak gibi arzuların temelinde bunun yattığını düşünüyorum.
Tüm Reklamları Kapat