Bunun temel nedeni, çağlar boyunca insan vücudunun yönetim biriminin beyin olduğunun bilinmemesi. Ve tüm bedensel ve duygusal etkileşim ve patlamaların dolaşım sistemini, kalbin atışını etkilemesi ve bu etkilenmenin de hem içeriden hem dışarıdan kolayca fark edilebilmesi.
Heyecanlandığımızda, korktuğumuzda, duygulandığımızda hep kalp atışımız bu durumdan etkilenir, ritmi hızı değişir. Ve hem bu etkileşimi yaşayan kişi kalbindeki atışı farklılığını kolayca hisseder hem de dışarıdaki biri de bunu kolayca kontrol edebilir. Ölümün bile, bugün için en kolay tespit yöntemi nabzı kontrol etmek. İslam'ın kutsal kitabı olan Kur'an'da bile kalp ile ilgili çok sayıda ayet var.
O nedenle kalp bedenin aynası, kontrol merkezi olarak algılanmıştır. Ama gerçekler böyle değil elbette. Artık insan bedeninin yönetim biriminin beyin olduğunu biliyoruz. Olan biten, yaşanan duygusal çalkantı ve patlamaların beyinde işlenip yorumlandığını da biliyoruz.
Ama bunun çok da önemi yok. Çünkü beyin kalbe göre oldukça ketum ve içinde nelerin döndüğü dışarıdan pek de belli olmayan bir yapı. Kalp çok daha dürüst, açık, net. O nedenle kalbin manevi ve duygusal temsili devam edecek gibi görünüyor.