Umut Yoksulun Aşıdır!
Bir de buna geleceğe yönelik kaygılar eklendiğinde, haliyle kurtuluş arayışlarının somut zeminde tıkandığı yerde soyut teselli arayışları “umut” adı altında yaşamın devamının ana itici motorlarından biri olur.
Kimi, bunu soyut alandan somuta indirgemek üzere ve ete kemiğe bürümek için çaba ile beraber yürütür ki olağan genel umut budur. Kimi ise etkisiz eleman sıfatı ile kendini arayışın dışında tutar ve olayın akışına bırakır.
Ancak bu kendiliğinden akışın belirsizliği bir müddet sonra kaygı nöbetlerine vesile olur ve kaygı belirli bir sınırı aştığı an yaşam için bir öğütücü değirmene dönüşür.
İşte o an bundan kurtulabilmenin yolları türer. Kimi tamamen tevekkül üzerinden bütün hak ve sorumluluklarını başkalarına ve aşkın bir güce havale eder, kimi içe kapanıp kendini tamamen soyutlar ve gerçeklikten kopar, kimi ise bunu dengeleme yoluna gider: Biraz çaba, biraz tevekkül, biraz içe kapanma ve biraz da uzağı görebilme ve ona göre konumlanma sanrısı adına burç ve türevlerine yönelir.
Zararı var mı? Genellikle hayır fakat bizi somut, maddi dünyadan koparmaya başladığı an noktayı koymak koşulu ile…Sevgiyle…