Monolitin espirisi doğada kendi kendine oluşmayacak birşey olması ve ancak belirli bir dizayn, işçilik dolayısıyla bir akıl gerektiyor olması.
Doğada tek tip bir jeolojik oluşumdan, büyük ebatta ve düzgün bir şekil kendiliğinden meydana gelmez. Ya içinde başka katmanlar olur, büyükse de düzgün, simetrik değildir. Muhtemelen keskin kenarlı değil kenarları su veya rüzgar gibi etmenlerle yuvarlatılmıştır.
2001:A Space Odyssey filmi,[1] bilimkurgu edebiyatının ünlü isimlerinden Arthur C. Clarke'ın bir kitabından uyarlanmıştır. Arthur C Clarke bir başka ünlü eseri Rama serisinde kusursuz bir silindiri gelişmiş bir medeniyetin göstergesi olarak kullanır. Bunlar Arthur Clarke'nin eserlerinde ortaya koyduğu 3 yasa ile daha iyi anlaşılabilir:
" 1. Tanınmış ancak yaşlıca bir bilim insanı bir şeyin mümkün olduğunu söylüyorsa, kuvvetle muhtemel haklıdır. Bir şeyin imkânsız olduğunu söylüyorsa, büyük ihtimalle yanılıyordur.
2. Mümkün olanın sınırları, ancak bunların ötesine; imkânsıza doğru uzanılarak tanımlanabilir.
3. Yeterince gelişmiş bir teknoloji sihirden ayırt edilemez."
Filimdeki monolit ise gelişmiş insan teknolojisinin geçmişe, insanlığın başlangıcına gönderildiğinde nasıl da büyüsel ve Dünyadışı durabileceğine bir göndermedir.
Bilimkurgu kulübü'nün web sitesinde yazarla ilgili ilginç makaleler bulabilirsiniz. Bir tanesini linke bırakıyorum.
Kaynaklar
- I. Yamanol. Arthur C Clarke'ın Üç Yasası. Alındığı Tarih: 2 Aralık 2022. Alındığı Yer: Bilimkurgu Kulübü | Arşiv Bağlantısı