Evet, buna adet döngüsü senkronizasyonu adı veriliyor. Marthak McClintock tarafından tespit ve tarif edildiği için, daha bilimsel adıyla McClintock Etkisi olarak biliniyor. Konuyu burada detaylıca izah etmiştik.
McClintock, yaşları 17-22 arasında olan ve hepsi 4 ana koridora sahip tek bir yurt binasında kalan 135 dişi üniversite öğrencisi üzerinde çalışmıştır. Bu kişilerden son ve sondan 2 önceki adet günlerini hatırlamaları istenmiştir (ki eleştirilen yöntemlerden birisi budur, ancak daha güvenilir şekilde yapılan araştırmalar da sonuçları doğrulamıştır). Ayrıca bu kişilere düzenli olarak iletişim halinde oldukları diğer dişiler ve aynı zamanda erkekler sorulmuş, böylece bu kişilerle olan iletişimin etkileri de göz önüne alınmıştır. Ayrıca McClintock'un buradaki amacı, dişilerin sıklıkla görüştükleri grupları tespit etmekti. Bunu, bir diğer primat türünün dişilerinin sürüleri gibi hayal edebilirsiniz. Her canlı, genellikle, daha çok zaman geçirdiği bir gruba (sürüye) dahildir ve araştırmada bu gruplar belirlenmiştir. Bu grupların genelde 5 ila 10 arasında dişiden oluştuğu görülmüştür.
Araştırmasının sonucunda McClintock, bu gruplarda dişilerin adet döngülerinin, bir diğerininkinin 4 gün civarında olacak şekilde sabitlendiğini raporlamıştır. Yani önceden ayın 15. günü ve civarında adet görmeye başlayan dişilerin adet günleri, grubunkine uygun olarak değişmiş ve örneği 25. güne kaymaya başlamıştır. Başlangıçta adet döngüleri arasındaki fark ortalama 6.5 gün kadarken, bu fark bazı araştırmalarda 4.7 güne kadar azalmaktadır; yani döngüler birbiriyle senkronize olmaktadır. Üstelik McClintock, daha fazla erkekle, daha sık görüşen dişilerin adet döngülerinin kısaldığını ileri sürmüş, bunu tıpkı diğer memelilerde de gördüğümüz feromon etkisine (Whitten Etkisi) bağlamıştır. Bu konuya az sonra geleceğiz. Ayrıca araştırmasının tartışma kısmında McClintock, menstrüal senkronizasyonu yine diğer memelilerde (özellikle farelerde ve primatlarda) görülen, yine feromonların etkisine (Lee-Boot Etkisi) bağlamıştır.
Bunun mekanizması tam olarak bilinmiyor ama en olası yöntem, etrafa saçtığımız koku moleküllerinden (feromonlardan) ötürü diğerlerinin hormonal döngülerini kısmen de olsa etkileyebiliyor olmak; özellikle de sıklıkla bir arada olduklarımızı veya akrabalık bağımız olanları...