Hayal kurmak dünyanın neresinde olduğunuzdan, hangi ırka, yaş grubuna, inanca veya hangi gelir grubuna ait olduğunuzdan bağımsız olarak çok güzel ve umut dolu bir aktivitedir. Ancak hayal kurmanın da aşırısı olabilir mi? Böylesine güzel bir aktivite, bir sorun haline gelebilir mi? Burada devreye maladaptive daydream olarak da bilinen uyumsuz hayal kurma kavramı giriyor.
Halk arasında hayal kurma hastalığı denilen maladaptive daydreaming kavramı son zamanlarda dikkat çeken bir unsur haline gelmeye başladı. Aslında uyumsuz hayal kurma kavramı kelimenin birebir çevirisi olmasına rağmen, bir bakışta ne olduğunu anlatmaya yeterli gelen bir kavram olduğu söylenemez.
Bu psikolojik sorun aslında gerçeklikten kaçışı, aşırı hayal kurmayı ve hatta hayal dünyasında yaşamayı ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Maladaptive daydreaming kavramını ifade etmek için bir tanım yapalım. Uyumsuz hayal kurma, önemli derecede psikolojik sıkıntıya neden olan, gündelik işlevleri etkileyen ve gün içinde birçok saat hayal kurmayla karakterize olan bir durum olarak açıklanabilir1.
Maladaptive daydreaming (uyumsuz hayal kurma) birçok yönüyle normal hayal kurmadan ayırt edilebilir düzeyde farklıdır2. Çünkü normal şartlar altında bireyler hayal kurmak için uzun süre vakitlerini ayırmazlar ve genellikle boş vakitlerinde özellikle uykuya dalmadan önce hayal kurmayı tercih ederler. Böylelikle hayal kurmak, bireylerin sosyal ve iş yaşamlarını olumsuz yönde etkilemez.