Merhabalar. Bu konu hakkında basit ve kesin bir cevap vermenin maalesef imkânı yok. Ama kendi bildiklerim, öğrendiklerim ve öğrenimi doğrultusunda elimden gelen cevabı vereyim.
Bilim dünyasının büyük çoğunluğu dünyamızın ikliminin küresel bir değişim içinde olduğu konusunda hemfikir. Küresel iklim değişikliğinin en önemli sebeplerinden sera etkisine neden olan fosil yakıt kullanımı gelecekte de insanlık tarafından kullanılmaya devam edilecek. Atmosfere yaydığımız karbondioksit, karbonmonoksit gibi gazlar yarattıkları sera etkisiyle dünya üzerindeki tüm ekosistemleri, biyolojik ortamları altüst etmekte. IPCC'nin 2001'den 2018'e tarihli Değerlendirme Raporları'nda paylaştığı grafiklere bakarsanız dünyada beklenen ortalama sıcaklık değişimleri ve atmosferde artacak karbondioksit yoğunluğunu grafik olarak görebilirsiniz. Sadece Envisat'ın SCIAMACHY aracı ile 2002 yılında ortaya çıkarttığı küresel hava kirliliği haritası bile günümüzdeki durum için bize fikir vermektedir.
En azından kısaca şöyle özetleyebiliriz, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tüm dünya üzerindeki her türlü etkisini önlemek için yapabileceğimiz pek çok şey var ve bunlar gerçekleştirilemeyecek şeyler değil. Şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz doğa tahribatının birçoğunu geri alamayız ancak öngördüğümüz birçoğunu alternatif enerji kaynaklarıyla engelleyebiliriz.
Evlerde ve araçlarda fosil yakıt kullanımını azaltmak karbon salınımını büyük ölçüde engelleyecektir. İnsanlığın petrol, kömür ve doğalgaz gibi ucuz ve kullanımı kolay kaynaklardan artık yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına yönelmesi gerekiyor. Rüzgar türbinleri ve güneş panelleri ne yazık ki ürettikleri enerji seviyeleri ile gelişmiş bir ülkenin ekonomisini beslemekte zorlanmaktadır ve verimleri değişkenlik göstermektedir. Buna karşın hidroelektrik santralleri yenilenebilir enerji kaynakları arasında en çok enerjiyi üretendir ve verimlilik açısından daha iyi bir alternatiftir. Nükleer enerji günümüzde birincil çözüm olmasına karşın fisyon tepkimesi yoluyla elde edilmektedir ve çevreye herhangi bir zararı olmamasına karşın soğutma kulelerinde kullanılan su çoğunlukla doğadan (okyanuslar, denizler) alınıp ısıtılarak doğaya geri salındığından termal kirliliğe neden olmaktadır. Herhangi bir sızıntı veya erime durumunda da oluşabilecek radyoaktif kirlilikten bahsetmeye gerek bile yok sanırım. Bu sebeple günümüzde füzyon tepkimesi üzerine büyük araştırmalar yapılmaktadır ve eğer füzyondan açığa çıkan enerji verimli hale getirilirse insanlığın gittikçe artan enerji ihtiyacını karşılama yolunda büyük rol oynayabilir.
Dünya günümüzde değişmeye devam ediyor ve şu ana kadar dünyanın biyoçeşitliliğine olan etkilerimizin çoğunu maalesef geri almamızın şu anda herhangi bir yolu görünmüyor. Ancak bundan sonrası için çözüm önerileri sunabilir, küresel ısınmanın önüne geçebilmek ve bizi bekleyen kötü yöndeki değişimlere engel olabilmek için bir şeyler yapabiliriz. Bireysel kalan çabalar ne yazık ki sonuç vermemekte ancak bu konuda oluşacak toplumsal bilinç, devlet ve hükümetlerin enerji politikalarını değiştirebilir, bunun örneklerini İtalya, Almanya, Tayvan gibi pek çok ülkede görmekteyiz. Bizi bekleyen sıcaklık artışları, çevre tahribatı, ekosistem bozulmaları, tarım arazilerinin azalması, kıtlık, su kaynaklarının azalması gibi pek çok sorunu engelleyebiliriz.
Şunu da unutmamak da fayda var: Doğa bir şekilde kendi yaralarını sarmanın bir yolunu bulur ve canlılık devam eder. İnsanlık burada sadece kendi kendisinin yaşamını mahvettiğini, geleceğini kararttığını ve kendi yaşamı için elzem olan doğal çevreyi tahrip ettiğini unutmamalıdır.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Iaea Website - Fusion. (5 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 5 Eylül 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Global Air Pollution Map Produced By Envisat'S Sciamachy. (5 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 5 Eylül 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Akkuyu Nükleer Santrali Çed Raporu. (5 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 5 Eylül 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Climate Change 2001: Impacts, Adaptation, And Vulnerability. (5 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 5 Eylül 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Ipcc Special Report On The Impacts Of Global Warming Of 1.5°C. (5 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 5 Eylül 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı