Ben belli bir süreye kimseye söylemesem de içten içe inanmadım. Gözlerimi iki zıt görüşe de hiçbir zaman kapamadığımı düşünüyorum. Şuan da iman etmeye çok yatkınım çünkü bazı mucizeleri açıklayamıyorum. Bebeğin oluşum sürecinin kaç evrede oluştuğu, gökten demirin inmesi, kutuplardan dünyanın daralması. Eğer bunlardan haberdarsanız ve inanmıyorsanız sebebini açıklar mısınız?
merhabalar Eski Hayatına Geri Dönmek İsteyen Adam
öncelikle ben burda sana ateist ol diye yazmayacağım bu yazdıklarımı, neye inanıp neye inanmayacağın senin kendi özgür iradenle karar vermen gereken bir durum. Ben buraya kendi düşüncelerimi yazacağım, amacım propaganda yapmak değil.
bebeğin oluşum evreleri -Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç karanlık içinde oluşturuyor.-(zümer 6. ayet) bu ayette bebeğin oluşuna dair başka hiç bir şey söylemiyor. döllenmeden bebek oluşumuna kadar 3 değil 23 evreden oluşur 23 evreden sonra bebek dünyaya gelir, burada bir mucize göremiyorum.
Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık. Allah da kendisine ve Resûllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.(Hadid 25. ayet) burada gökten demirin indirdik tarzı bir şey yazmıyor :) ki hadi demiri gökten indirdik yazdığını kabul edelim, hatalı bir bilgi. Demir yıldızlarda oluşur ve yıldızların patlamalarıyla çevreye saçılır. bu demir ve diğer elementler saçılınca, yörüngede dönmeye ve birleşmeye başlarlar, dünya ve diğer gezegenler bu tozlardan ve elementlerden yumak haline gelerek oluşur, dünyaya tepeden demir falan yağmadı yani:)dünyanın oluşum evrelerinde dünyaya demir geldi.
Onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana göstersek de sana düşen vazife, ancak tebliğdir, seni öldürsek de ve hesap, bize aittir. Bizim, yeryüzünü etrafından nasıl eksiltip durduğumuzu görmüyorlar mı? Allah hükmeder, O’nun hükmünü denetleyecek yoktur; O’nun hesaba çekmesi de hızlıdır.(Rad 40-41) bu ayette de kafirlerin ülkelerini fethediyoruz anlamında kullanılıyor, kutuplardan dünyanın daralması falan ayet bükücülerin uydurması :)
SONUÇ= şimdi sana araştıma yaparken hayatının tavsiyesini vericem. kuranı incelerken MEALini incele, çünkü gerçek arapça- türkçe çevirisi budur. tefsir ise yorumlamaktır ve mucize olmayan şeyleri mucize gibi gösterirler sürekli. bu ayet bükücülerin sürekli yaptığı bir şeydir. ben kuranda mucize göremiyorum.
Öncelikle her inanca ya da inançsızlık özgürce inanılma ya da inanılmama hakkına bence sahip olmalıdır kimseyi kırmak istemem burda yazdıklarım kendi görüş ve fikirlerimdir doğru ya da yanlış olabilir kesin doğrular değildir. Kimseye bir inanç ya da inançsızlık empoze etmek istemiyorum sadece kendi görüşlerimi açıklamak istiyorum. Din konusunda birçok yorum olduğunu biliyorum burda sadece kendi bakış açımdan cevap verdiğimi belirtmek isterim.
Kuran'ın iddiası tanrı tarafından bizzat yazıldığıdır. Bu bence oldukça büyük bir iddiadır. Ayetlerin her birinin çok değerli olduğu söylenir. Ayetlerin evrensel ve apaçık (hac 16) olduğu da söylenir. Yani eğer sadece kuranda bir çelişki görüyorsan bu bütün Kuran'ın iddiasını çürütür çünkü Kuran'ın iddiası çok büyüktür. Burda kuran çelişkilidir ya da değildirden bahsetmek istemiyorum. (Kendi görüşüme göre çelişkili gördüğüm için inanmıyorum.)
Bu yorumlara da saygı duyarım ama kuran evrensel sonsuz olduğu iddiasını taşısa da çok lokal ve döneminin şartlarını anlatmaktadır bence. Örneğin Kuran'da dinazorlardan bahsetmez ya da insanlığın nasıl ortaya çıktığından tam olarak doğru bir bahsediliş şekli yoktur. Ayrıca kuran bir anayasa gibi döneminin şartlarına göre kural koyar bence. Kadın hakları, farklı cinsel yönelimdeki insanların hakları, inanç özgürlüğü gibi günümüzde var olan değerler Kuran'da yoktur. Benim yorumuma göre kuran indirildiği ya da yazıldığı dönemin ahlak ilkelerini barındırır. Kuranda amerika kıtasından bahsetmez, kutuplardan bahsetmez ve cennet tasvirleri de çölde yaşayan insanlara uygun tasvirlerdir bence. Adem ve Havva yaratılış hikayesi de biyolojik gerçeklerle uyuşmaz. Kuranda kafirlerden söz eder ve onlara ağır cezalar verilmesi gerektiğinden söyler (maide 33) bu ceza şekilleri de günümüzle bence uyuşmaz.
Kuran'ın sufi yorumları da vardır. Kurandaki ayetleri birer temsil olarak gören yorumlar da vardır. Örneğin adem ve Havva hikayesinde adem ve Havva ilk tanrı kavramını fark eden kişilerdir olarak yorumlarlar. Elbette kurana inanmamak ya da inanmak sizin tercihinizdir. Kuran'ın farklı yorumlarına inanıp inanmamakta sizin tercihinizdir. Ve inanç özgürlüğü kapsamında bireyler istedikleri inançlara inanabilir.
Bana sorarsanız en başta bahsettiğim gibi Kuran'ın çok büyük bir iddiası olduğu için (tanrı tarafından yazıldı) tek bir çelişki bile bence Kuran'ın iddiasını çürütür. O yüzden ben günümüzle uyuşmayan ve çelişkili ayetler olduğunu düşündüğüm için Kuran'ın iddiasına inanmıyorum ama dediğim gibi din konusunda çok fazla yorum var Kuran'ın tanrı tarafından yazılmadığını iddia eden, söyleyen ilahiyatçılar bile var. Bu inançların veya inançsızlığın özgürce varlığını sürdürmesi ise modern toplumlar için bence her şeyden önemlidir. Embriyolojik çalışmalar da kuran'ı kaynak almıyor, gözlem ve deneye dayanan yöntemler sonucunda insan gelişimini anlamaktayız.
Bazı garip bulduğum ayetleri de ekleyeyim: (Bana garip gelen ayetler size garip gelmiyor olabilir farklı yorum ve anlamlara inanıyor olabilirsiniz saygı duyuyorum.)
Maide 33
ahzab 53
maide 51
nisa 34
nisa 25
bakara 178
Tevbe 5
Muhammed 35
bakara 223
bakara 282
nisa 3
talak 4
maide 38
bakara 230
Sorunuz her ne kadar inanmayanlara yönelmiş ise de İslam açısından farklı bir pencere sunmak amacıyla ben de bir-iki yorum yapmak isterim. Bu konuda yorum yaparken dikkat etmemiz gerektiğini düşündüğüm iki nokta var. Birinci nokta Kuran'ın doğrudan muhatabı ki, ayetler anlamlandırılırken bu ilk muhatapların algısı göz ardı edilmemeli. Yani onların anlamayacağı, günümüzde anlaşılabilecek tarzda yorumları, Kuran'ın anlamı açısından doğru bulmuyorum. Bunun iki sebebi var. İlk sebebi dediğim gibi Kuran'ın doğrudan muhatap olarak onları seçmesi. İkinci sebebi ise Kuran'ın lafzı. Örneğin konu gereği yukarıda atıf yapılan ayetlerden birinde bile (Rad 41) "görmezler mi" şeklinde bir kalıp ifade geçiyor. Bu ifadeye çoğu ayette rastlamak mümkün. Eğer bu kalıp ifade göz ardı edilmeyecekse o dönemin teknoloji ve anlayışıyla anlaşılamayacak bir yorum yapmamalıyız. Dikkat edilmesi gerektiğini düşündüğüm ikinci nokta ise Kuran'ın sistematiği. Kuran, bir anda derli toplu bir şekilde indirilmiyor. Dahası ayetler inerken genellikle o dönem gerçekleşen bir takım olay ve olgular doğrultusunda iniyor. Bu da Kuran'ın anlamının bugünün bilimsel verilerine atıf yapma düşüncesiyle tespit edilemeyeceğini gösteriyor. Sorunuzdan çıkardığım Kuran'a bakış açısı nedeniyle bu iki noktaya özellikle atıf yapmak istedim. Kuran'a bir bilim kitabı olarak bakmak doğru olmaz. İçinde o dönemin insanlarının zaten az çok bildiği veya karşılaştığı bilimsel verilere Allah'ın büyüklüğüne atıf yapmak için yer veriliyor. Bu amaç dışında anlaşılması metnin amacını göz ardı eden bir anlama tarzı olur.
merhabalar Eski Hayatına Geri Dönmek İsteyen Adam
sosyal medya hesabımı sormuşsunuz, ben sosyal medya kullanmıyorum, kullanmayıda düşünmüyorum, profilime discord linki ekledim, soru&cevap ve felsefi tartışmalar yaparım bu kanallardan, bana buradan ulaşabilirsiniz=
https://discord.gg/ap7nHv79