Merhaba, biraz uzun olacak lakin buna değer.
Kuantum ve görelilik tekillik noktasına gittikçe çelismeye başlar, şimdiki zamanda bile biz kütleçekim kuvvetini kuantum ile açıklamıyoruz ve kütleçekim kuvveti kuantum ile uyumlu değil, ote yandan atom altı parçacıkların davranışını açıklarken de görelilik işimize yaramıyor.
Fizikçilerin ortak hedefi bütüncül ve ortak bir teori ortaya sunulması ve buna her şeyin teorisi denmiştir ve her şeyin teorisini anlama amaçlı ortaya sicim teorisi çıkarttılar
Sicim teorisi basitçe atom altı parçacıkların farklı frekanslarda titreşen sicimlerden ya da tek boyutlu iplikçik benzeri yapılardan oluştuğu varsayımına dayanır ve ortaya birden fazla sicim teorisi ortaya çıkmıştır lakin bu var olan sicim teoriler spinleri harici oldukça benzer teorilerdir.
Daha sonra 1995 yılında fizikçi Edward Witten tarafından önerilen sicim teorisinin birleşik bir versiyonunun adıdır. Öneri sırasında, sicim teorisinin 5 varyasyonu vardı, ancak Witten, her birinin altta yatan tek bir teorinin tezahürü olduğu fikrini ortaya koydu. tüm temel parçacıkların aynı tip enerji filamentinden oluştuğunu, ancak her birinin farklı titreşimlere sahip olduğunu belirler.
şimdi orijinal sicim teorisi kuantum kütleçekimini iyi tanımlanmış 5 farklı varyasyonunun olmasıydı bu 5 sicim varyasyonları spinlerinin biraz farklı düzenlenmesi harici oldukça benzer teorilerdir. çoğu kişi neden sadece 5 boyut olsun diye soruyorlardı, Edward Witten M teorisi dediğimiz küre ve donatların yüzeyine benzeyen membranlara dayanan gizli bir 11 boyutlu teori keşfetti bu sayede neden 5 sicim teorilerinin olduğunu açıkladı (çünkü 11 boyutlu bir membranın 10 boyutlu sicimle haline getirmenin 5 yolu vardı) yani kısaca o var olan 5 sicim teorileri M teorisinin farklı matematiksel gösterimleriydi yinede M teorisinin tamamını anlamış ya da tamamını ortaya koymuş değiliz.
Şimdi sıra dalga fonksiyonunu açıklamakta avusturyalı bilim adamı Erwin Schördingerin dalga denklemi atom ve atom altı parçacıklar için klasik fizikteki newtonun F=ma formulü değerindedir. Öyleki Schordinger bile kendi denklemini yorumlayamadı
Dalga fonksiyonunu özet geçecek olursam "olasılık yoğunluğu" diyebiliriz.
Çekirdeğe bağlı bir elektronun davranışı hakkında bilgi elde etmek için enerji korunumu kavramını (Kinetik Enerji + Potansiyel Enerji = Toplam Enerji) kullanır. Bunu, bir elektronun dalga fonksiyonunun hesaplanmasına izin vererek yapar. Schrödinger denklemini çözmek bize dalga fonksiyonlarını verir. Bunlarla, bir atom veya moleküldeki elektronları karakterize eden orbitallerin kuantum sayılarını, şekillerini ve yönelimlerini elde ederiz.
Zamana bağlı olan ve zamana bağlı olmayan dalga fonksiyonları vardır.
Zamandan bağımsız denklem, elektronun kuantum durumunun değişmediğini, dolayısıyla elektronu duran bir dalga olarak kabul eder. Zamandan bağımsız denklem elektron yoğunluklarının dalga fonksiyonunun karesi olan Ψ^2 kullanılarak bulunmasına izin verir. Denklem, göreli olmayan hızlarda hareket eden elektronlar için geçerlidir. Denklem bize şöyle söyler: Dalga Fonksiyonunun Kinetik Enerjisi ile Potansiyel Enerjisinin Toplamı = Dalga Fonksiyonunun Toplam Enerjisi
Zamandan bağımsız Schördinger denklemi, Kartezyen koordinatlar x, y, z gibi herhangi bir uygun koordinat sisteminde yazılabilir.
Özetle bir parçacığın tek bir konumunu ele almak yerine o parçacığın bulunabileceği tüm konumsal olasılıkları belirleyip onlara bir olasılık değeri atarız. İşte Kuantum Fiziği'ni kütleçekimine ve Genel Görelilik Teorisi'ne uydurmak istediğimizde de yaptığımız şey benzerdir. Einstein'ın söylediğine göre kütleçekimi, uzay-zaman dokusunun egrilmesiyle oluşur uzay çekmez, iter ve einsteine göre bir alan vardır evren boyunca uzanan bir alan bu alanın olası her eğriliğine bir değer veririz bunun sonucu elde ettiğimiz şey kuantum kütleçekim teorisidir.
Ama şunu demekte fayda var bu kuramı her fizikçi kabul etmiyor yinede kuantumu anlamakta önemli bir rol oynuyor bana göre.
Kısaca sorunun cevabına gelirsek kesin bir olgu ile bu iki teori birleştirilmedi ama bir gün her şeyin teorisi ortaya çıkabilir veya hiç çıkmayadabilir kuantum üzerine algımız hala az yani sorunun kesin bir cevabı yok ama benim fikrim bir gün her şeyin teorisi açıklanacak yönünde.