Bir zamanlar atomu, "maddenin bölünemez en küçük parçası" olarak tanımlamışız. Bugün için bu tanım artık geçersiz gibi görünse de aslında değil. Çünkü çoğu insan bu tanımın "bölünemez" kısmına odaklanarak onu geçersiz sanıyor ama aslında odaklanması gereken kısım "maddenin" kısmı. Çünkü bugün için hâlen "maddenin" bölünemez en küçük parçası atom. Çünkü atomu böldüğümüzde karşımıza çıkan parçalara madde diyemiyoruz. Onlara atom altı parçalar diyoruz çünkü onlar, maddenin temel niteliklerini taşımıyorlar ve kendi aralarında oluşturdukları dinamikler, maddelerin kendi aralarında oluşturdukları dinamiklerden hayli farklı.
Arada bir çok fark var. Birincisi güçler. Atomaltında, maddelerin dünyasında var olmayan güçler var. Güçlü çekirdek gücü gibi. Protonlar birbirine çok sıkı bağlı. Koparamıyorsunuz. Kopartırsanız ortaya devasa bir enerji çıkıyor. Maddenin dünyasında böyle bir güç ve bağ yok. Birbirine bağlı iki maddeyi gayet kolay birbirinden uzaklaştırabilirsiniz. Kütleçekimi çok ama çok zayıf bir etkileşim. İkincisi zaten bu enerji meselesi. Atomun içinde devasa bir enerji var. Rakamları atıyorum, bir atomun ağırlığı 10 birim diyelim. O atomu meydana getiren parçaların ağırlığı ise 5 birim. O aradaki 5 fark saf enerjiden oluşuyor. Bir diğer fark atomaltındaki parçaların tanecik mi dalga mı oldukları belirsiz ya da değişken. Bazı durumlarda tanecik gibi, bazı durumlarda dalga gibi davranıyorlar. Ayrıca taşıdıkları vasıfları, özellikleri tanımlamak da zor. Kendi etraflarında dönüyorlar gibi davranıyorlar ama bir "etrafları" var mı o da belli değil.
Daha başka farklar da sayılabilir ama bu atomaltı özellikler atomun dışına çıktığınızda yoklar. Yani madde dünyası ise gayet bilindik, anlaşılır.
Özetle... Fark var. Bayağı fark var. Bunun temel sebeplerini de henüz bilmiyoruz. Öğrenmeyi umuyoruz.