"Kuantum etkileşim hızının ışık hızının ortalama 50 bin katı olduğu ölçülmüş" konusunda bilgi sahibi değilim. Ancak dolaşık haldeki iki (ya da daha fazla sayıda) parçacığın "birbirleriyle haberleşiyor olması", "aralarında etkileşim olması" şeklindeki açıklamalar pek tutarlı yerlere götürmüyor bizi. Kuantum fiziğinin doğum aşamalarında da bazı tuhaflıkları klasik kavramlarla açıkmaya çalışmıştı bilim insanları. Örneğin fotoeletrik olayı, klasik elektromanyetik teori kavramlarıyla açıklamaya çalışmışlardı. Keza, Compton saçılması, siyah cisim ışıması gibi olayları da klasik kavramlarla açıklamaya çalıştılar. Ancak başarılı olamadılar. Başarılı olabilselerdi kuantum fiziği muhtemelen doğmamış olurdu.
Bilimin gelişimi esnasında karşımıza çıkan paradigma değişimlerinin dönemleri kendisini hep bu şekilde gösterir: "eski" kavramlarla "tuhaf" bazı olayları açıklamaya çalışmak, ama çuvallamak. Sonra yeni kavramlar inşa etmek, kavramlar arası ilişkileri yıkıp yeniden kurmak: yani yeni bir teori.
Dolaşıklık konusuna da sanırım böyle bakmakta fayda var. "Eski" kavramlarla açıklamaya çalışmak ama çuvallamak. Bu eski kavramlar da "etkileşim" , "bilgi aktarımı" vb. Ne olursa olsun dolaşık parçacıklar arasında ışık hızından daha büyük bir aktarım çelikisine yol açıyor bu akıl yürütmeler.