Yarısı dolu bardağın yarısı da boştur. İmgeler (hayaller) olmasa eğer ifade olarak bir bardağın yarısının hem dolu hem de boş olduğunu tam olarak 'aynı anda' ifade edebilmenin hiç bir yolu yoktur. Mutlaka birini önce söylemek zorundasınız. Şimdi bazı insanlar 'aynı anda' ifadeyi aynı cümlede sıralamak olarak görebilir ama bu tam olarak 'aynı an' tanımına girmez. (Bunu aynı an olarak algılamamın nedeni de zaten imgelemenin yapılabiliyor veya o an yapılıyor olmasına dayanır) Zorunlu olarak ve dilsel olarak birini önce söylemek ifade etmek zorunda kalırsınız.
Bardağın yarısı dolu veya yarısı boş diyen kişilerin her ikisi de haklıdır.(ifade). Ama gerçeği sadece bardağın her iki durumunu da birlikte olarak hayal edenler görebilir.
Bu nedenle iki halin dışında 'gören' olarak köprünün her iki yanındaki kişi de haklıdır. Ama bu hükmü vermek için 'dışardan görmenin' gerekli olduğuna dikkat etmek gerekir. Yoksa konumlardan birinin içinde bulunup diğerinin durumunu imgelemeden (veya doğrudan görmeden) karşı tarafın da haklı olduğu hükmünü vermenin bir yolu yoktur. Bu da 'hükmü vermekle' (yada hüküm verebilmekle) 'hükme tabi olmanın' derin ve çok tuhaf farkına dayanır.