[1]
Dağlar bir çeşit değildir. Kırık(tektonik)Kıvrım ve volkanik dağlar olarak çeşitlendirilebilir.
Türkiye'de en çok bulunan dağ tipi ise kıvrım dağlarıdır. Bunun iki farklı nedeni vardır.
En büyük nedeni ise Alp-Himalaya kuşağıdır. Himalaya dağlarından Alp dağlarına kadar uzanan ve ülkemizden de geçen aktif ve genç bir fay hattı var. Ülkemizdeki en uzun kolu Kuzey Anadolu Fay hattı. Bu fay ülkemizdeki birçok depremi ve kaybı oluşturan fay hattıdır.
Şu fay 3. Jeolojik zamanda oluştuğu için henüz aktifliğini kaybetmemiş bir hattır. Ve özellikle ülkemizin eski bir deniz arazisi (tetris denizi) olması ve bu arazinin yükselmesinin bir nedeni de budur. Bu fay arazinin eski bir deniz tabanı olmasından dolayı araziyi daha esnek hale getirir ve genç arazi henüz tam yerleşmemiş, oturmamıştır. Bu yüzden yavaş yavaş yerleşir.
Ayrıca, Arabistan ve Afrika levhasının da bizleri kuzeye doğru itmesi de bizlerin özellikle Karadenize paralel dağlar ortaya çıkarır. Araziyi bir nevi katlar. Bu katlama sırasında dağlar oluşur.
Bu yüzdendir ki karadeniz ve akdenizde dağlar denize paralel şekilde uzanır.
Peki o zaman neden egedeki dağlar denize paralel değil de dik?
Bunun da cevabı var. Ege bölgesi ve denizi zaten eski bir dağlık arazidir. Yani eski bir kara parçası yeni bir deniz. Bu yüzdendir ki ege kıyıları çok daha sakin bir deniz olmasına mütevellit, daha sarp kıyılar ve az sahillere sahiptir. Egeid adasının 4. Jeolojik zamanın başında tektonik hareketler ile kırılıp, parçalanıp akdenizin sularının araziye dolmasıyla eski dağlar yeni adaları oluşturmuştur. Bu yüzden egede çok fazla kayalık ve ada var ve sahilleri çok geniş değil, taşlık ve sarp arazileri vardır.
Bu tektonizma o kadar kuvvetli olmuştur ki, boğazları açmaya başlamış, marmara denizini oluşturmuş ve karadenizi bir deniz haline getirmiştir.
Bir genel kültür olarak duymuşsunuzdur. Karadenizin 100 metre altında yaşam olamaz diye. Nedeni de metan gazı olduğu içindir. Evet bu doğrudur. Karadeniz eski bir göl ve tatlı su gölü iken egeid adasının çökmesi ile bir deniz oluşur ve oradaki canlıların tamamının ölümüne sebep olur.
Peki hadi akdeniz genç bir arazi değil sahilleri ve denizi mağlum o halde neden ege denizi ile karadeniz neredeyse akran iken karadenizin sahilleri daha geniş ve kumsaldır ?
Bunun da cevabı dış kuvvetlerde yatar. Karadeniz, Sibirya ve İzlanda yüksek basınç merkezi doğrudan bir hava sürkilasyonunun tam da merkezinde kalır. Bu yüksek basınçlı hava karadenizden geçerken rüzgarlar oluşturur bu rüzgarlar da gerek kendisi gerek ise dalgalar ve yağışların etkisiyle kayaçların kimyasal ve mekanik çözülmelerine yol açar. Ülkemizin en dalgalı denizin karadeniz olmasının nedeni de bu iki basınç merkezidir.
Bu yıl da ve her yıl da olduğu gibi buradan geçen hava karadenizin doğu (Rizenin kuzey doğu tarafı- Gürcistan sahilleri) civarındaki dağlardan geçemez ve nemini bırakamaz. Bu yüzden özellikle Erzurum ve karadenizin doğusuna çok fazla yağış bırakarak gelir.
Yine bu yüzden ki, bu hava akımı karadenizde şişer ve karadeniz kıyılarına ulaştığında zaten bağıl nem %100 e yakınken dağlardan geçemez ve yükselir bu da bölgeye ekstra yağış getirir.
Burada istisna bölge İstanbul ve yakın çevresidir. İstanbulun batısında sahillere doğru uzanan yıldızlar doğusunda da karadeniz dağları olduğu için özellikle karayel ve poyrazın etkisiyle bu nemli hava dağları aşmak yerine dağlara paralel bir hava akımı sağlar ve istanbul ve çevresine yağış getirir. Ancak bu hava akımları soğuktur,marmara denizinden kalkan sıcak, nemli ve bağış nemi yüksek hava ile karşılaşırsa bir anda tabiri caizse kızılca kıyameti koparır.
Bunun adı meterolojide siklondur. Dönen hava manasında çevrilebilir. Bu durumda iki hava birbiri ile ısı alışverişini eğer ısı farkları azsa ani bir şekilde yapar ve ani yağışlara dönüşür veya beklendik yağışı keser. Eğer ısı farkı çok ise bu iki hava akımı karışmak istemez ve bir nevi havada girdap oluşturur. Ve bu ani, sert kuvvetli dolu, yağmur, kar, tipi gibi maddi açıdan ciddi zarar verecek olayları oluşturur. En güzel öğreniği 2017 istanbul fırtınası ve yağışıdır. Bu yıl da (2022) gelen ve aniden başlayıp hayatı felç etme niteliğine getiren kar ve tipi fırtınaları da örnektir. Lakin 2022 yılındaki bu kar hafif siklon denebilir...
Bu durumları anlamanız için Türkiye coğrafyası, iç ve dış kuvvetler konusunu incelemenizi öneririm.
Sevgilerle