Galapagos Kaplumbağaları'nın boynu uzamıyor, kabukları, boyunlarının kalkabileceği yüksekliğe göre şekil alıyor. Aşağıdaki görseli, durumu netleştirmek için koyuyorum:

Şimdi, bunun gerçekleşebilmesi, kaplumbağaların kendilerini zorlamaları sonucu kabuğun değişmesi ve bu bilginin yavrulara aktarılması şeklinde olmuyor. Yapılan son epigenetik araştırmalar haricinde, ömür içerisinde modifikasyon dediğimiz, sonradan kazanılan karakterlerin, gelecek nesillere aktarılmadığını biliyoruz. Dolayısıyla hayır, bu genlerde doğrudan bir değişime sebep olmuyor (epigenetik dolaylı bir değişim mekanizması sunuyor, aklımızda tutalım gene de). Olan ise şu:
Kaplumbağaların kabuk şekilleri arasında bir dağılım söz konusu, hepsi birebir aynı yapıda değil. Dolayısıyla, daha bombeli olanlar, daha yüksek dallara erişebildikleri için, bunlar daha avantajlı oluyorlar ve hızla, kabuğu biraz daha bombeli olup, kafayı kaldırmayı kolaylaştıran yapıda olanlar seçiliyor, hayatta kalıyor ve daha çok ürüyorlar. Bunun sonucunda her yeni nesilde, biraz daha bombeli kabuklu bireyler doğabiliyor ve bunların da seçilimi, bu genlerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor. Yani popülasyon içerisinde genetik çeşitlilik yaratma mekanizmaları sonucu oluşan çeşitlilik, seçilim mekanizmaları tarafı nesiller boyunca seçiliyor. Yani bir popülasyonda bir özellik, gökten inecek şekilde var olmaz, genellikle dağılım içerisindeki seçilimin, yüzlerce ve binlerce nesil boyunca sürmesiyle yön değiştirir. Kaplumbağalardaki, gözümüzün önünde gerçekleşen bu evrim de, bu şekilde bir süreç sonucunda var olur.