Sorunuzu yanıtlamadan önce kalbin nasıl çalıştığını ve ileti mekanizmasının nasıl işlediğini varsaydığımı belirtmek isterim. Yine de terimleri olabildiğince açıklamaya çalışacağım.
Sinoatriyal nod kalbin pacemakerıdır (bir arabada motorun çalışması için ateşlemeyi sağlayan buji gibi düşünebilirsiniz) ve sinüs ritmini oluşturan dominant otomatisite (komşu hücre olmadan kendi kendine depolarize olabilme/kasılabilme) merkezidir. Sinoatriyal nod normal şartlarda kalbi 60-100 atım/dakika hız aralığında uyarır. Eğer sinoatriyal nod kalbi 60 atım/dakikadan daha yavaş bir hızla uyarır ise bu Sinüzal Bradikardi olarak adlandırılır. Bu miyokardın bir saniyede bir atımdan daha az uyarı ürettiği anlamına gelmektedir. Bu durum hipotiroidi, hipotermi, elektrolit dengesizlikleri, kafa içi basıncı arttıran durumlar, iskemik kalp hastalıkları, ilaçlar vb. durumlarla ilişkili olarak meydana gelebilir. Sinüs bradikardisi, istirahatte atletlerde (sporcularda) olduğu gibi, sıklıkla artmış parasempatik aktivitenin sonucudur. Zaman zaman çok yavaş kalp hızları beyin kan akımını azaltarak bilinç kaybına da (senkoba) neden olabilmektedir.[1]
Parasempatik sistem, kalp üzerindeki inhibitör etkilerinin çoğunu, atriyumlara yerleşik kolinerjik reseptörleri aktive eden nörotransmitter asetilkolini salgılayarak gerçekleştirir. Parasempatik sistem, gastrointestinal sistemi ise kardiyak sistemin tersine stümüle eder. Parasempatik aktivite, asetilkolin ile kolinerjik reseptörleri uyararak ve sinoatriyal nodu inhibe ederek kalp hızını ve miyokardiyal ileti hızını azaltır, atriyoventriküler nodu baskılar. Parasempatik sinir sisteminin, ana gövdesini vagus sinirinin oluşturduğu ve parasempatik sistemin kalbi inhibe etmesine rağmen, kolinerjik reseptörleri aktive etmek suretiyle, gastrointestinal traktusu uyardığı unutulmamalıdır. Zira barsakların ve midenin aşırı parasempatik uyarımının şiddetli kusma gibi sonuçlara neden olabilmektedir.[1]
Eğer sinoatriyal nod kalbi 100 atım/dakikadan daha hızlı bir şekilde uyarır ise bu Sinüzal Taşikardi olarak adlandırılır. Bu genellikle vücut sıcaklığında artış, kanama, anemi, dehidratasyon, hipertiroidizm, anksiyete, kalp kapak hastalıkları ile ilişkili durumlar, kalp yetmezliği, ilaçlar (adrenalin vb.) ilişkili olarak meydana gelebilir. Eğer sinoatriyal nodun pacemaker aktivitesinde yetersizlik varsa; atriyum, atriyoventriküler nod veya ventriküllerdeki otomatisite odakları, kendi doğal uyarı çıkarma hızları ile pacemaker görevini üstlenirler. Böylesi fizyolojik ya da patolojik acil durumlarda; bir otomatisite odağı aniden hızlı uyarı çıkarabilir. Bu hız 150-250 atım/dakikadır ve tüm düzeylerdeki odaklarda benzerdir.[1]
Elbette şu ana dek bahsettiğimiz her şey sinüs ritim (düzenli ritim) için geçerlidir. Sinüs ritim, sinoatriyal nodun otomatisitesinin tümüyle sabit siklus süreleri ile pacemaker impulsları (uyarılar) oluşturduğu ritimlerdir. Bu tablo bozulduğunda ise oluşan tablo aritmiler olarak bilinir (ve diğer bazı durumlar). Örneğin ventriküler bir otomatisite odağından, dakikada 150-250 arasında uyarı çıkmasına Ventriküler Taşikardi denir. Ventriküîer taşikardi atakları, ciddi koroner arter hastalığı (iskemiler gibi) veya kardiyak hipoksinin diğer nedenlerine bağlı olarak, ventriküler otomatisite odaklarının irritabilitesinin artışı ile oluşur. Yani sinoatriyal nod bozulmuş ve onun vazifesini diğer otomatisite odakları devralmıştır. Tam tersine atriyumlardan ventriküllere elektriksel uyarının iletiminde sorun yaşandığında ise atriyoventriküler blok dediğimiz tablo ortaya çıkmar ve dakikadaki kalp atım sayısı 60 atım/dakikanın altına düşebilir.[1]
Özellikle fizyolojik olarak kalbin dakikadaki atım sayısının azalması ve artması daha önce bahsettiğimiz gibi efor, anksiyete ve hatta gebelik gibi doğal süreçlerin bir ürünüdür. Örneğin heyecanlandığınız zaman fight or flight cevabına istinaden kalbinizin dakikadaki atım sayısı artış gösterebilir. Bu sempatik sinir sistemi tarafından sağlanan doğal bir tepki olup sizi potansiyel tehlikeye (veya duruma zira hoşlandığınız birini gördüğünüz zaman da kalbiniz hızla çarpabilir) karşı hazırlar. Tam tersine uyurken dakikadaki kalp atım sayınız azalır. Bu ise parasempatik sinir sisteminin doğal bir yanıtıdır ve uyku esnasında vücudunuzu dinlenme moduna alarak bir nevi enerji tasarufu sağlar. İşte bu doğal sürecin dışında yapısal, kimyasal veya elektrofizyolojik bir patoloji gelişirse kalp atım hızını etkileyen çok çeşitli klinik tablolar meydana gelebilir. Bunlardan kimisi ile birlikte yaşamayı başarabilirsiniz (örneğin tanılı atrial fibrilasyon) veya sizin için ölümcül olabilir (örneğin kalbin kan pompalamaktan ziyada tabiri caizse titreşim moduna geçtiği ventriküler fibrilasyon).
Kaynaklar
- D. Dubin. (2016). Hızlı Ekg Yorumu. ISBN: 0912912065. Yayınevi: İzmir Güven Kitabevi. sf: 63-112.