Aslında Mehmet Öz; bu sözü, bir ürünü pazarlamak için yapılan kampanyaya dayanarak söylemiştir.
“Kahvaltı günün en önemli öğünüdür” lafı 1910'lu yıllarda James Caleb Jackson ve John Harvey Kellogg tarafından yeni icat edilen kahvaltılık gevreklerini satmak için söylenmiştir ama maalesef Mehmet Öz son zamanlarda, para ve şöhret uğruna bilimsel verilerden uzak kişisel açıklamalar yapmaktadır.
İlk olarak Mehmet Öz, uzun yıllar Amerikan halkı ile beraber yaşadığını söyleyelim ve orada gördüğü kahvaltı kültürü, mısır gevreği ve donut'tan oluşmaktadır, sanırım bu sözü de onlar için etti. Yani umarım öyledir çünkü çok talihsiz bir açıklama olurdu. (Mehmet Öz, kardiyoloji uzmanıdır, yiyecekler ve beslenme ile ilgili bilimsel bir çalışması yoktur, buna karşın beslenme ve diyet ile ilgili iki kitap yazmıştır.)
Diğer yandan işin bilimsel tarafına gelirsek, I.Dünya Savaşından sonra, çoğu askerin savaş sırasında kötü şartlarda, savaşamayacak kadar bitkin ve halsiz olmalarını, askerlerin yetersiz beslenmelerine bağlayan birçok gazeteci ve politikacı vardı. II.Dünya Savaşının hemen başında, bir insanın sağlıklı bir şekilde karar verebilmesi ve çalışabilmesi için sekiz saatte bir beslenmesi gerektiğine dair klinik çalışmalar yapılmıştır. (C.G.King ve Ole Salthe 1939-1945)
Bu durumda, sekiz saatte bir besleneceksek, kahvaltı mutlaka yapılmalıdır. Peki yapmazsak ne olur? Kesin olarak bilmiyoruz. Bu konuda uzun vadeli çalışmalar yapılmasına rağmen rasyonel bir sonuca ulaşılamamıştır. Bildiğimiz tek şey çevreye ve diyete göre beslenmenin değişiklik göstermesidir. Aşırı kuzeyde yaşayan insanların, sürekli protein ve yağca zengin et tüketmeleri, öğün sayılarını azaltmalarına ve buna alışmalarına olanak sağlamıştır. Bu insanlar aynı zamanda sağlıklıdır. Öte yandan Afrikanın çoğu ilkel kabilesinin tek öğün ile beslendiklerini biliyoruz. Bunun sebebi ise zorunluluktur. İnsanlar her iki duruma da adapte olabilmiş ve göreceli sağlıklıdırlar. Göreceli diyoruz çünkü, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, Alaska'da ortlama yaşam süresi 70-75 yıl iken, Etiyopya, Somali, Kenya, Güney Sudan gibi kıtanın ekvatora yakın kısımlarında ortalama ömür 45-55 yıl arasındadır. Tabi ki bu veriler sadece beslenme ile ilişkilendirilemez.
19.yy sonlarına doğru, üç öğün beslenmeye geçtiğimizden beri insan ömrünün kayda değer bir şekilde artığını savunan argümanlar olsa da, bu durumu sadece beslenmeye bağlayacak kanıtımız yok. Kaldı ki, obezite gibi son yüzyılda daha çok karşılaştığımız aşırı beslenme sorunları ile de mücadele etmekteyiz.
Sonuç olarak, eğer iki öğün besleneceksek bu öğünler sabah ve akşam olmak zorundadır. Her iki öğün arasında 12 saat bulunur. Diğer yandan sadece iki öğün beslenecek ama kahvaltı yapmayacaksak, bu öğünler öğle ve akşamdır. Öğle ve akşam arasında yaklaşık 8 saat, akşam ve öğle arasında yaklaşık 16 saat olur ki bu da düzensiz ve dengesiz beslenmeye örnektir.
Not: Bir insanın statüsü ve medyanın gücü birleştiğinde halkı kolaylıkla yanlış yönlendirebilir ve çok kötü sonuçlar doğurabilir ki bunu daha önce gördük. Yıllar önce Türk doktor Ziya Özel'in kansere çare buldum diyerek medya desteğini arkasına alarak açıklama yapması ver ardından insanların zakkum suyu içerek zehirlenerek ölmeleri, bu tür açıklamaların bilimsel verilere dayanmadan asla yapılmamasına en iyi örnektir.