Kadın sünneti yasadışı iken erkek sünneti neden yasadışı değil?

Kadın sünneti konusu, kadın cinselliği ile doğrudan bağlantılıdır. Bu ilişki toplumun hassasiyetlerinden olan din ve siyaset kavramları ile birlikte, az gelişmiş ülkelerde daha belirgin olarak öne çıkmaktadır. Bedenen ve zihnen sünnet edilen kızlar,düşünme, anlama ve yargılama yetileri olmaksızın sömürüye açık hedefler haline getirilmektedirler. Sünnet kadınların sağlığı açısından zararlı sonuçlara yol açan ve genç kızlarda cinsel şoka neden olan bir ameliyattır. Kadınların cinsel zevkin doruğuna (yani orgazma) ulaşma yetisini kısıtlamakta ve cinsel istekte azalmaya yol açmaktadır.kadın sünneti uygulamasının en yaygın olduğu ülkelerden biri olarak Mısır, konu ile ilgili araştırmalar yapmış, 1920 yılında ilk olarak Mısırlı doktorlar kadın sünnetinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine işaret etmek için bir bildiri yayınlamışlardır. Bunun yanı sıra 1965 yılında Ayn Şems Üniversitesi’nden iki öğretim görevlisinin sünnet ile ilgili ortak bir çalışması vardır. Çocukken sünnet edilmiş 651 kadını kapsayan bu araştırmanın sonuçlarıda bunu kanıtlamaktadır.^[1]

Buna karşın erkek sünneti konusundaki medikolegal tartışmalar Amerikan Pediatri Akademisi’nin (AAP) 2012’de açıkladığı yenidoğan erkek sünneti hakkındaki teknik raporundan sonra yeni bir boyut kazanmıştır. İlgili çalışmaları analiz ederek hazırlanan bu rapora göre sünnetin tıbbi faydaları risklerindan daha fazladır ve cinsel fonksiyonlar üzerinde de harhangi bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır.Erkek sünnetinin, üriner sistem enfeksiyonları, HIV ve cinsel yolla bulaşan bazı enfeksiyonlardan korunma ve penis kanseri konusunda spesifik  faydaları tespit edilmiştir. Buna karşı seksüel fonksiyon, penil hassasiyet veya cinsel doyum üzerinde de olumsuz bir etkisi görülmemiştir.^[2]

Tüm bunlardan yola çıkarak sünnetin kadınlarda ve erkeklerdeki etkileri yüzünden birçok ülkede erkek sünnetinin hukuksal bir yaptırımı olmadığını söyleyebiliriz.

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre adın sünnetinin (FGM) sağlığa hiçbir faydası yoktur ve kanama, enfeksiyonlar, kısırlık ve yenidoğan ölüm riskinin artması gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. FGM, uluslararası alanda kız ve kadınların insan haklarının ihlali ve onlara karşı bir ayrımcılık ve şiddet biçimi olarak kabul edilmektedir. ^[1]

Öte yandan DSÖ; erkek sünnetinin (MGM) cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, idrar yolu enfeksiyonları ve penis kanseri riskini azaltmak gibi bazı sağlık yararları olduğunu belirtmektedir. Bununla birlikte erkek sünnetinin kanama, enfeksiyon ve duyu kaybı gibi olumsuz etkileri olabileceğini de öne sürmektedir. DSÖ, yeni doğanlar için erkek sünnetini önermez; ancak HIV'in yüksek derecede yaygı olduğu ülkelerde kapsamlı HIV önleme programlarının bir parçası olarak gönüllü, bilgilendirilmiş ve güvenli erkek sünnetini desteklemektedir. ^[2]

FGM ve MGM'nin yasal durumu ülkelere veya bölgelere göre değişmektedir. Genel olarak kadın sünneti, uygulandığı çoğu ülkede vatandaşlarını korumak için buna karşı yasaları olan birçok ülkede yasa dışıdır. Bununla birlikte bu yasalar genellikle zayıf veya tutarsız bir biçimde uygulanmaktadır ve yasağa rağmen bazı ülkelerde kadın sünneti uygulanmaya devam etmektedir. UNICEF'in raporuna göre ise Afrika ve Orta Doğu'da yer alan 29 ülkede bu işlem yaygın olarak gerçekleştirilmektedir. Bu ülkelerden 24'ünde kadın sünneti yasaklayan bazı yasalar ya da düzenlemeler mevcuttur. ^{[3] [4]}

MGM; dini, kültürel veya tıbbi nedenlerle uygulandığı çoğu ülkede yasaldır. Bazı ülkelerde ebeveyn izni, tıbbi gerekçe veya asgari yaş gerekliliği gibi erkek sünnetini kısıtlayan veya düzenleyen yasalar/düzenlemeler vardır. Bazı insan hakları aktivistleri ve örgütleri, DSÖ'ye MGM'nin bir insan hakları ihlali olduğunu bildirmiş ve kaldırılması/düzenlenmesi çağrısında bulunmuştur. ^{[5] [6]}