Merhaba,
Pek bilgi sahibi olmadığım, pek az fikrimi de çokça savunduğum bir başlık siyaset... dolayısıyla hatam olursa affola. İnsanların batıya özenmesini doğuya özenmesine yeğliyorum öncelikle, neden diye soracak olursanız bilimin doğuda değil batıda aydınlandığını hepimiz gözlerimizle görüyoruz. Tek kriter bilimin aydınlatılması da değil elbette ki, fakat batının özgürlük ve bilinç düzeyi konusunda çok daha ileride olduğunu düşünüyorum. Bizim daha ilerde olduğumuz konular da yok değil, önemli olan onları koruyarak "batıya özenmek". Gelelim sorunuzu yanıtlamama sebep olan kısma: çıplaklığın modernizm sayılması, zevklere düşkünlüğün üstün sayılması. Öncelikli olarak, çıplaklığın modernizm sayılmadığını söylerken neye dayanıyorsunuz, buna kim karar veriyor? Ayrıca batıda gördüğüm çıplaklık falan da yok. Konu eğer seks ise; seksin ayıplanması, seks hakkında konuşanlara suçlu muamelesi yapılması bu konuda görebildiğim tek ve en büyük sorundur. Yok hayır, konu seks değilse de "çıplaklığın modernizm sayılması" söylemi, özgürlük anlayışımıza büyük bir darbe ve ayıptır. Benim kafamdaki modernizm ne seksi yasaklar ne de insanların giyimini "çıplaklık" olarak etiketler, hatta bu konunun açılmasını ve sanki evrensel bir kural varmış da insanlar ona göre bu konuda istediklerini söylebilirlermiş gibi davranılmasını da doğru kabul etmez. Bunu modernizm çatısı altında beslenen bağnazlık olarak görüyorum. Hem, onlara göre de biz -tüm cümleleri batıyı karşımıza alarak kurduğumuzdan dolayı biz diyorum- fazla kapalıyızdır belki? Kim kimin haklı olduğunu neye dayanarak söyleyebilir ki? Ben çıplaklık olarak sözünü ettiğiniz şeyden çok daha tehlikeli bir şey biliyorum, sanki ilk kez bir insan vücudu görüyormuş, bir insan vücuduna sahip değilmiş gibi insan vücudunu ötekileştiren, bunun üzerinden önüne gelene "ahlaksız" diyebilme şansını kendinde gören insanlar. İnsanların refahını asıl bunlar bozuyor, bahane olarak da kendi ideolojileri gösteriyorlar çoğu zaman, baskılıyorlar.
Zevklerine düşkünlüğün üstün sayılması. Bu konuda söylemek istediğinizden bir miktar sapabilirim, genel cümleler kuracağım. İnsanların yaptıkları, yapmak istedikleri şeylerin temelinde mutlu olma güdüsü yatıyor. Buna bakarak zevke düşkün olmayı hayatın tadını çıkarmak olarak yorumluyorum şahsen. Bulunduğu coğrafyadaki sorunlarla veya Dünya'daki global sorunlarla ilgilenmeyen, umarsız bir kişi modelini desteklemiyorum kesinlikle, yanlış anlaşılmayayım. Desteklediğim şey "zevk düşkünü" derken bile insanların hayatına müdahale etmeye çalışıyor olduğumuz, madem herkes kendi hayatını diğerlerinin de haklarını görmezden gelmeyecek şekilde istediği gibi yaşama hakkına sahip, bize bu konuda ne düşüyor? Hiçbir şey. Birilerini zorlayarak bilime, insanlara, teknolojiye katkıda bulun, çalış, kendi zevkini gözetme gibi absürt cümleler kuramayız. Dolayısıyla kişinin zevk alacağı şeylerle hayatını doldurması, dolu dolu yaşaması taraftarıyım.
Özetlemem gerekirse, "çıplaklığın modernizm sayılması" ve "zevk düşkünü" diyerek bile insanların haklarına ve özel hayatlarına saygısızlık yapılıyor olduğunu, bunun da belirli kılıflar içine gizlenerek yapıldığı ve güzel bir şeymiş gibi servis edildiğini düşünüyorum, bunu destekliyorum.
Sağlıcakla...