İnsanlar neden öldürme isteği duyar?

Öldürme isteği ve davranışı saldırganlığın bir uzantısıdır. Saldırganlık aşırı ve doğrudan bir şekilde meydana gelirse öldürme isteği ve davranışı doğabilir. Öldürme isteğini saldırganlığın aşırı bir boyutu olarak görmek daha iyi anlamamızda yardımcı olacaktır. Saldırganlık çok farklı perspektiflerden incelenebilir.

Örneğin Sigmund Freud insanların iki temel içgüdüsü olduğuna inanıyordu: yaşam içgüdüsü (Eros) ve ölüm içgüdüsü (Thanatos). Yaşam içgüdüsü cinselliği temsil ederken, ölüm içgüdüsü ise saldırganlığı temsil eder. Eğer saldırganlığı kişi kendisine yönlendirirse, depresyon ve intihar. Başkasına yönlendirirse, zarar verme ve cinayetle sonuçlanır. Freud, kişinin temel içgüdülerinin nereye yönlendirileceğini belirleyen şeyin ise yaşantılar olduğunu söyler. ^[1]

Evrimsel psikologlar saldırganlığı adaptif bir davranış olduğu için seçildiğini öne sürer. Neredeyse bütün hayvanlarda saldırganlık gözlemlenmiştir. Daha fazla kaynak elde etmek, var olan kaynakları savunmak gibi bazı avantajları içerdiği için saldırganlık evrimleşmiştir. Örneğin birisi bize, ailemize, eşyalarımıza zarar vermek gibi bir amacı varsa öldürme isteği duyarız.^[2]

Çevresel ve kültürel faktörlerde saldırganlık üzerinde büyük rol oynar. Sadece diğer insanlar birilerine kin ve nefret güttüğü için bile klasik uyma davranışı sergileyerek birilerinin ölmesini isteyebiliriz. Kültürel normlar ve kurallar saldırganlığı arttırabilir. Sosyal kimlik kuramcıları saldırganlığı iç ve dış grup bağlamında değerlendirir. Saldırganlık sadece otoriteye itaat sonucu bile ortaya çıkabilir. Milgram'ın deneyleri çok güzel bir örnek teşkil eder. ^[3][1]

Öfke gibi temel duyguların yanı sıra kin, kıskançlık, intikam gibi daha kompleks duygular başkalarına saldırgan davranmamıza yol açabilir.