Gelenek ve kültür, bireyin karakter oluşumu, kim olacağına kadar derinden etkili, sosyal olmanın sonucudur.
Kökeni mağaraya dayanır.
Nesiller arası aktarımda, diğer bütün sosyal unsurlara göre en yoğun, kaybı en az aktarılanıdır.
Nasıl evrimsel olarak yaşamda kalma, tehlikelere karşı tetikte olma gibi taşınan temel kodlar varsa, kültürel aktarımda da bir popülasyona ait sosyal kurallar, o sosyal kurallar içinde var olma, onanma, kabul görme gibi temel ihtiyaçların giderilmesinde bir etkileşim dilidir.
Kişi içinde bulunduğu kültürel kodlara uyduğu oranda UYUMLANABİLİR ve üreme gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması kolaylaşır. Kültürün belirlemiş olduğu sosyal roller -ki aslında belirlenmiş kalıplardır-, bireylerin sosyal etkileşimini bu kalıplar yoluyla kolaylaştırır. Bu, anlamın kelimelere dökülerek, anlam açısından kayba uğramasına rağmen, anlaşmayı kolaylaştırması gibi düşünülebilir. Birey öznel yapısından feragat ederek, kendisinden beklendiği gibi biri olarak, hem kabul görür, hem de üreme, eş bulma, kazanç elde edebilecek şartlara ulaşma gibi ihtiyaçlarını gidermede avantaj sağlar. (Zaten bu nedenle kişinin kendisi olmaya ihtiyacı vardır, bu nedenle de gelişmek zorundadır kendisini keşfetmek zorundadır. Toplumun biçimlendirdiği kişiden, kendi donanımlarını gerçekleştireceği kişi olmaya ihtiyacı vardır.)
Kültür ve gelenek, bütün öğreti, din vs den önde, daha derin yaşanır. Aynı din in farklı kültürlerde farklı yaşanıyor olmasının nedeni de budur.
Bunlar konunun sosyal yanları idi.
Diğer yandan konuya biyolojik açıdan bakarsak, doğum sonrası dönemde ergenliğe kadar, beyinde kayıt derin mod da olur. Bunu artık ölçebiliyoruz. Hangi yaş aralıklarında hangi Hertzde kayıt yapıldığı yüksek oranda anlaşılmış durumda. Ve yetiştirilme şekli bu nedenle KALICIya çok yakındır, değiştirmek imkansıza oldukça yakındır.
İçinde büyüdüğümüz kültürel ve geleneksel yapıya objektif bakamıyor olmamızın nedenleri olarak da sayılabilir hepsi. Öküze ineğe tapan birini küçümseyen, ancak kendisi de kulak memesini sıkıp tahtaya vurup bunu normal gören bireylerin kendilerine objektif olamamaları, kültür ve geleneklerine olan sosyal ve biyolojik bağlarıyla yakından alakalı.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (31 Mart 2020). Alındığı Tarih: 31 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı