İnsan yediği besinin neredeyse tamamını enerjiye dönüştürür. Vücudun tamamı enerji ile çalışır. İnsan vücudu enerji olmadan ayakta duramaz. Enerji üretemeyen vücut, yani besin almayan vücut çöker.
Vücuda alınan besinlerin çok azı sindirilemez ve emilemez. Proteinlerin %92’si, yağları %95’i,karbonhidratların %97’si sindirilerek emilebilir.
Sindirim organlarının çeperindeki düz kaslar düzenli aralıklarla kasılıp gevşeyerek yiyecekleri parçalayıp küçük ve emilebilir hale getirir. Daha sonra bu besinler (karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler ve mineraller), bağırsak duvarındaki ve kan dolaşımındaki kanallardan geçerek emilir. Dolaşım sistemi bu besin maddelerini vücudun ihtiyacı olan kısımlarına iletir. Yiyeceklerin vücut tarafından kullanılmayan atık kısımları ise dışkı olarak vücuttan uzaklaştırılır.
Sindirim sistemimizdeki bakteriler (bağırsak florası veya mikrobiyota olarak da adlandırılır) sindirime yardımcı olur. Vücudun ürettiği enerjinin en büyük bölümünü vücudun yöneticisi olan beyin tüketir. Beyin, vücudumuzun sadece %2'sini kaplayan bir kütle olmasına rağmen, tüm vücudumuzdan üretilen enerjinin %20-25'ini tek başına tüketir.
Besin maddelerinin enerjiye dönüşümü nasıl gerçekleşiyor?
Vücudumuzun temel enerji kaynağı yiyeceklerin yapı taşları olan karbonhidrat, protein ve yağlardır. Karbonhidratlar sindirim süreci sonucu basit şekerlere, proteinler amino asitlere, yağlar ise yağ asitlerine ve gliserole dönüşür. Kan dolaşımı ile bu maddeler dokulara ve hücrelere taşınır. Ancak bu maddelerin yapısında kimyasal olarak depolanan enerji vücudumuzdaki hücreler tarafından doğrudan kullanılamaz.
Hücredeki yaşamsal faaliyetlerin birçoğu biyokimyasal süreçler sayesinde gerçekleşir. Besin maddelerindeki kimyasal bağlar kırılırken açığa çıkan enerji, hücre faaliyetlerine doğrudan enerji sağlayan ve adenozin trifosfat (ATP) olarak isimlendirilen molekülü sentezlemek için kullanılır. ATP vücutta enerji üretilen ve tüketilen süreçler arasında enerji alışverişini sağlayan temel moleküldür.
ATP molekülünün suyla tepkimesi sonucu molekülden bir fosfat grubu ayrılırken adenozin difosfat (ADP) molekülü oluşur ve tepkime sonucu enerji açığa çıkar.
Yiyeceklerdeki karbonhidratlar, proteinler ve yağların sindirim süreci ile parçalanması sonucu oluşan besin maddeleri çeşitli biyokimyasal süreçler ile ATP’ye dönüştürülür. Hücrelerde oksijenli veya oksijensiz olarak ATP üretebilir. ATP üretimi hücredeki mitokondri (bitkilerde kloroplast) organelinde gerçekleşir.
Enerji veren maddelerin birer gramlarının oksitlenince vücuda sağladığı ortalama enerji miktarı;
Protein : 4,0 kal
Karbonhidrat: 4,0 kal
Yağ : 9,0 kal
Alkol : 7,1 kal
Eğer cevabınıza yardımcı olduysa fotoğrafın altındaki yukarı ok tuşuna basarak ve teşekkür butonuna basarak bana destek olabilirsiniz. Bilim ile kalın... :)
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (15 Mart 2020). Alındığı Tarih: 15 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak. (15 Mart 2020). Alındığı Tarih: 15 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak. (15 Mart 2020). Alındığı Tarih: 15 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak. (15 Mart 2020). Alındığı Tarih: 15 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak . (15 Mart 2020). Alındığı Tarih: 15 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı