İnsanlık varolmasaydı Dünya'ya hiç bir tür hâkim olamazdı çünkü biz insanlar da Dünya'ya hâkim değiliz zaten. Öyle sanıyoruz ama değiliz. Ve bu bayağı felsefi, derin ve ağır bir yanılgı.
Dünya'da milyonlarca tür canlı var. Ve konu ile ilgili ilk tespit olarak hâkimiyet dediğimiz şeyi kontrol etme, yönetme olarak kabul ediyorsak bizim neredeyse kendi varlığımız dahil hiç bir şeyi kontrol edebildiğimiz yok. Tek bir doğal afet yeryüzündeki tüm insan varlığını kolayca silebilir. Bu o kadar kolay olur ki insanın ne kadar zayıf bir tür olduğuna inanamayız. Ama örneğin yer yüzündeki karıncaları yok etmek gerçekten çok zordur. Söz gelimi Dünya'ya çarpacak bir göktaşı tüm insanlığı yok edebilir ama karıncaları pek az etkiler.
Hadi Dünya dışından gelecek tehditleri sıradışı ya da pek nadiren meydana gelen olaylar olarak analım, her yıl defalarca kez meydana gelen fırtınaları, depremleri, selleri vs. düşünelim. Her biri çok sayıda insanı öldürüyor, sayısız insanı evsiz ve aciz bırakıyor. Yakın dönemde yaşadığımız Covid salgını, Avustralya'daki engellenemeyen ve neredeyse kıtanın tamamını tehdit eden yangın, birçok bölgede sürekli yaşanan kuraklık gibi olayları ve durumları düşünürsek insanın Dünya'ya ve kendi varlığına dair hâkimiyetinden bahsetmek artık biraz ironi oluyor.
Doğal olayları da bir kenara bırakalım. İnsan, kendi kendine yarattığı tehdidi bile savuşturabilmiş değil. Savaşlar, gerek yöresel gerek küresel yasa dışı faaliyetler, cinayetler, işgaller, soykırımlar... Küresel kirlenme ve ısınma, açlık, su ve enerji israfı... İnsanın en büyük düşmanı ve tehdidi kendisi zaten. Bugün hâlen Dünya'da savaşlar var. 21. yüzyılda, 10 bin yıllık sanat, 2500 yıllık felsefe, 500 yıllık bilim tarihine sahip bir medeniyetiz ama henüz Dünya'nın kaynaklarını, toprağını, suyunu, enerjisini, güzelliğini, yani aslında bir anlamda Dünya'nın insana sunduğu olanakları bile henüz hakkaniyetle paylaşabilmiş değiliz. Ben bu tabloda bir hâkimiyet göremiyorum.
Ve en kötüsü, söz konusu hâkimiyetsizlik için yetersizlik tespiti gayet masum bir durum. Yani henüz, Dünya'ya hâkim olacak kadar gelişmiş değiliz desek burada bir sorun yok. Sorun akılsızlıkta. Dünya'daki insan varlığını yok edebilecek seviyede silah üretiyoruz ve bu silahların ateşleme düğmesinin kimin elinde olduğu şüpheli. Yani yetersiziz ama yetersiz olmadığımız kısım da kontrolsüz. Bir şeylere hâkim olalım derken kendimizi yok etmemiz bile gayet mümkün. Yani aslında Dünya'ya hâkim olalım, güçlü bir medeniyet olalım, mutlu huzurlu güven dolu bir Dünya inşa edelim derken tam tersini yapıyoruz. Beceremiyoruz. Etkili bir türüz, bu doğru. Ama etkimiz, kontrolümüz altında değil.
Yapmaya çalıştığım bu gayet kısa ve kaba bir özet ve fikir muhakemesi ile bile ben, hali hazırda Dünya'ya hâkim bir insanoğlu göremiyorum.
Bence insanoğlu hayli yetersiz ve hatta akılsız bir tür. Ki evrimsel gelişmişliğini, akıl ve düşünme üzerinden tanımlayan bir tür olmasına rağmen. O nedenle bu türün bir bireyi olarak hiç de kendimi Dünya'ya hâkim hissetmiyorum. Bir gün ben ve türüm bu Dünya'dan geçip gideceğiz. Bir ara Dünya'ya gelmiş ve sonra yok olmuş milyonlarca türden biri olacağız. Ama Dünya yerinde duruyor olacak. Geçmişe baktığımda da gördüğüm gibi. Onun için, bir ara buraları ziyaret etmiş sayısız turistten biriyiz. Bir önemimiz yok.
Bu gerçeği ve acziyeti değiştirmek istiyor isek yapmamız gereken ilk şey bunu kabul ve itiraf etmek bence. Bunu başarır isek önce kendimize sonra da Dünya'ya hâkim olma yolunda "ilk" adımı atmış oluruz. Ama bence buna bile hazır değiliz.
Umarım bir pencere açabilmişimdir. Sağlıcakla...